Bölüm 17 ~ İLK AY

3.7K 164 15
                                    

"İlk ayımıza nasıl girdiğimize bakar mısın Arda ?!?! Erzurum'dayız." diye Arda'ya sitem ettim.

"Ama aşkım önemli olan beraber olmak değil mi ?"

"Tabii öyle ama ne bileyim...ıımm...daha güzel olabilirdi. Birşey diyeceğim bu arada" kulağına edildim ve fısıldadım. "Şu karşıdaki kızlar acayip derecede seni kesiyorlar demedi deme." dedim ve gözlerimle az ilerideki kızları işaret ettim.

"Şu babanın kuzeninin oğlu mudur nedir işte her ne boksa o da gözlerini senden ayıramıyor Küçükk Hanımm."

Kahkaha atarken bir an duraksadımm ve az ilerideki kızların bize doğru geldiklerini farkettim. Yanımızaa gelince konuşmaya başladılar. Ellerinde leğenlerle çamaşırlar vardı.

"Bensu biz çamaşırları yıhamaya gidirik." dedi ve ben bir an kızarmaya başladım. Kız bana 'Yapamazsınki' bakışları atıyordu. Ayrıca doğu şivesi de vardı.

Evet haklıydı yapamazdım. Çünkü  bilmiyordum. Ayrıca hava da çok soğuktu yani oraya kadar gidebileceğimi hiç sanmıyordum. Ayrıca bunu, beni Arda'ya rezil etmek için yaptıklarını da içten içe çok iyi biliyordum. Hani onlar hamarat ev kızları ya !

Ben düşünceli bir biçimde yere bakıyordum ki kızlar tekrar konuştu..

"Geliyosan gel bekleyemeyiz seni."

Ah ?!?!?! Sanki ben sana gel de beni çağır dedim.

Gitmeli miydim ? Arda ne olacaktı ? Bu soğukta dereye kadar gidebilir miydim ? Ah ?!?!?! Hatta bence dere donmuştu (!).

Soran gözlerle Arda'ya baktım ve gitmemi istemediğimi gözlerinden okudum. Ah evet onu çok iyi tanıyordum. Gitmemi istemiyordu.

Ben de buna dayanarak "Imm...gelmeyi düşünmüyorum siz gidin." dedim.

Kızlar yürürken fısıldamalarını çok net duyabiliyordum. "Aman ne olcak şehir kızı işte." Ah acaba bu kızlar ne dediklerinin farkındalar mı ?!?!? İyice sinirlenmiştim. Her an onları boğabilirdim.

"Of ya yazlığa gitsekte kurtulsak şurdan." deyip elimle etrafı işaret ettim. Etrafımızda tezekler vardı ve cidden çok kötü kokuyorlardı. Onlardan ne kadar uzaklaşmak istesekte köy olduğu için heryerde bu şeylerden bulunuyordu.

"Bensu bence bu kadar abartma. Hatta biz evlenince köye taşınmayı düşünüyorum ben." bunu söylerkenki yüz ifadesine baktığımda gayet ciddi görünüyordu. Ben de ciddi olduğunu görünce yüzümü eğdim.

Bunu gören Arda büyik bir kahkaha patlattı. Başımı kaldırıp ona dik dik bakmaya baktığımda hala gülüyordu.

"Aa hadi ama Bensu sadece şakaydı." deyince derin bir rahatlama nefesi aldım. Demek sadece şakaydı.

"Ah bunu duyduğum iyi oldu. Hadi gel içeri geçelim çok üşüdüm ben."

"Tamam bebek." ve göz kırpma...

~

"İşte Bensu da lise 4'e geçti." içeri girdiğimde annemin bir tane kadınla konuştuğunu gördüm. Annemin yanında Yasemin teyze de vardı. Tanımıyordum bu kadını. Yani daha önce gördüğümü de hiç sanmıyordum.

"Merhaba." diye kadını başımla selamladım. Arda da aynı şeyi yapınca yerimize oturduk. Burda daha kimse çıktığımızı bilmiyordu. Annemlerden de söylememelerini rica etmiştim. Ne de olsa köy yeri. Hor görülebiliyor.

Bir süre sonra içeriye az önce çamaşır  yıkamaya giden kızlardan benimle konuşan girdi. Hemen gözleri Arda'ya takıldı. Ona dik dik bir bakış atınca gözlerini kısıp Arda'ya bakmaktan vazgeçti.

~

Akşam yemek yerken herkes sofradaydı. Hatta sabah ki kızla annesi de burdaydılar. Ah sanırım akrabamızdı bunlar. Hemen kim olduklarını öğrenmem gerekirdi.

Yemekte cidden uzun bir sessizlik oldu. Her ne kadar yanaklarımın kızaracağını bilsem de bu soruyu sormam gerekirdi.

"Baba İzmir'e ne zaman geçiyoruz ?" lütfen erken olsun lütfen. Biran önce burdan kurtulmak istiyorum.

"Sanırım biraz uzayacak kızım gitmemiz."

"Hmm peki."

Eğer neden diye bir soru yöneltseydim babam bana hiç de görmek istemediğim bakışlar atacaktı. Ben de bu yüzden olayı kurcalamamaya karar verdim ve yemeğime geri döndüm.

Yemek bitince babamlar -Arda da dahil- bir yere gittiler. Biz de kahve içmeye karar verdik ve o sabahki kız -adı Ayşeymiş- bize kahve yaptı. Aman ne marifetli. Ben de yapıyordum kahve ama tabi kahve makinesinde !!

Tam kahvemden bir yudum aldım ve Ayşe'nin annesi konuşmaya başladı.

"Kızım diye demiyorum Ayşe çok marifetlidir."

O da kahvesinden bir yudum aldı. Annem ve Yasemin teyze de Ayşe'nin annesini onayladılar.

Ah ?!

"Arda bey oğlum da pek yakışıklı hani." deyince gözlerim fal taşı gibi açıldı. 

Ne de olsa 'Arda' demişti. Ne zaman biri Arda dese -benim Arda'm olmasa bile- pür dikkat kesiliyordum.Böyle birşeydim işte. Psikopat gibi.

"Hani diyorum ki benim kızla Arda'yı...." devamını getirmeden konuya el koydum. Çünki ne diyeceğini biliyordum.

"Arda'nın sevgilisi var." deyince annem ve Yasemin teyze bana güldüler. Ne yani kıskanmıştım.

"Hmm demek sevgilisi var. Eh o zaman yapacak birşey yok." Ayşe'nin annesi bu lafları söylerken Ayşe bana dik dik bakıyordu.

Ama sevgilimi ona kaptırmayacaktım.

~

"Aşkım sen burda bekle ben lavobaya gidip geleceğim." dedim Arda'ya ve lavaboya doğru yol aldım.

"Tamam aşkım bekliyorum." ve göz kırpma. Ah bunçocuk....beni....deli ediyordu.

Onu yalnız bırakmamak için acele acele tuvalete girdim ve çıktım. Arda'yı bıraktığım yere koşa koşa geldiğimde onu bulamadım. Acaba bana şaka mı yapıyor diye etrafa seslenmeye başladım.

"Ardaaaaa." ses yoktu "Ardaaaa." yine ses yoktu ve ben de bu yüzden ilerideki ahır gibi birşeye bakmaya gittim korka korka.

Fakat içeriye girdiğim anda gözlerime tek birşey çarpmıştı. Ve o an sadece ölmeyi diledim...

KANKA AŞKIWhere stories live. Discover now