Bölüm 23 ~ "ÖLME..."

3.6K 170 7
                                    

Yeni bir bölümle daha karşınızdayııııımm. Evet öncelikle sizi burda çok fazla tutmak istemiyorum ama birkaç açıklama yapmak istiyorum.

•Hikayemiz 12k okunma sayısına ulaşmış. Bu yüzden tüm okurlarıma tek tek teşekkürlerimi sunuyorum.

•Hikayemizin kapağı değişti. Sude Sağlamlı'ya da -SudeSaglamli- çok ama çok teşekkür ediyorum. Harika bir kapak oldu. (multide var). Ayrıca çok sağlam yazıyor. Hikayelerine bakmanızı tavsiye ederim.

•Bölüm okuduktan sonra bana mesaj atmalarınız da ayrı bir hoşuma gidiyor. 7/24 mesaj atabilirsiniz. Sakın unutmayın

Şimdilik bu kadar. Sizi yeni bölümle başbaşa bırakıyorum. Kısa oldu ama affedin. Ne de olsa ben bir "yazar" değilim, "yazıcı"yım.

Gözlerim kapalı, karanlıkla mücadele etmeye çalışıyordum. Sanki göz kapaklarımda taşlar vardı. Açamıyordum. Biraz daha kendimi zorlayınca açmayı başardım ve direkt olarak göz menzilime kapıdaki annem ve Burcu Hanım -annemin doktor arkadaşı- takıldı. Önce gözlerimi birkaç kere açıp kapadım. Çünkü bulanık görüyordum. Ardından gözlerimin düzelmesiyle, kulaklarım da devreye girdi. Annemlerin konuşmasını çok az fısıltılarla duyabiliyordum.

"Burcu, baksana son zamanlarda ne kadar çok bayılıyor." gözleri dolmuştu.

Burcu Hanım, "Çünkü--" diye söze başladı başlamasına ama ben onu daha net duyabilmek için yatakta doğrulurken geriye doğru yatağa düştüm.

Bana ne olduğunu duyamamıştım. Neyim vardı ?

Annem ve Burcu hanın hemen yanıma geldiler. Birşeyim yok demeye çalıştım ama nafile. Hiç beni dinlemediler.

Annem, "Kızım senin dinlenmen gerek." dedi.

Burcu Hanım da başıyla onu doğruladı. Ben de açıklama yapmak için kendimi daha fazla yormadım ve tekrar yatağa yattım. Uyumak isemiştim ve bu yüzden gözlerimi kapadım. Kapattığım anda Ege'nin zümrüt yeşili gözleriyle karşı karşıya geldim. Ege !

Dün gece ona ne olmuştu ? Arda neden hastaneye gelmemişti. Ah ! Ya da gelmişti.

Odanın kapısının açılma sesini duydum fakat hiç istifimi bozmadım. Uyumaya devam ettim. Aynı çocuk gibi. Arda olduğunu tahmin ettiğim kişi yatağımın başına geldi ve saçımı usulca okşamaya başladı. Evet işte bu kesinlikle Arda'ydı.

"Bensu, belki de şuan tüm bunları söylememin bir anlamı yok biliyorum ama söylemeliyim. Sen beni şuan dinleyemiyor ve duyamıyor olsan da sana içimi dökmeliyim." sanki kürsüde bir konuşma yapacakmış gibi boğazını temizledi ve devam etti.

"Bensu, ilk aşkım olmasanda son aşkımsın. Seni ilk gördüğüm andan beri seviyorum. Söylemem biraz geç oldu biliyorum ama sonunda mutlu olabilmiştik ya da olamamıştık. Sana anlatmak istediğim bazı şeyler var, o günü anlatmalıyım... O lanet geceyi. Senin intihar etmene sebep olduğum o geceyi Bensu.

"Sen lavobaya gittikten sonra o kız yanıma geldi. Değişik giyinmişti ve şivesi yok olmuştu. Sonra bana vişne suyu uzattı, ben de içmeye başladım. Sanırım içine birşey katmıştı, bilemiyorum. Sonra beni ahır gibi bir yere götürdü ve gerisini hatırlamıyorum, hatırlayamıyorum Bensu.

So-sonra zorla evlendirdiler bizi. Bensu o nikah masasına oturmam gereken kişi sendin. Bunu sen de biliyorsun. Evlendikten sonra, sen komadayken beni tehdit etti. Eğer ondan boşanırsam seni ö-öldürteceğini söyledi. Bensu sence bunları söylesikten sonra ondam boşanmalı mıydım ? Senin canını hiçe sayıp boşanmalı mıydım ?

KANKA AŞKIWhere stories live. Discover now