hey you, dumbass

5.6K 885 860
                                    

Medya ile dinlemenizi öneririm,güzel eski günler için:,) Medyada görünmüyorsa da bir yerden açıp öyle okuyun lütfen,bittikçe tekrarlayın ki tadını alabilelim♡
LÜTFENNN BOL BOLLL YORUM GÖRMEK İSTİYORUM,AYRICA BEĞENDİYSENİZ YILDIZA BASMAYI UNUTMAYIN:,)

~Medya~
Wang Chung-Space Junk

-------------------------------------------------------------

-------------------------------------------------------------

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Hey, sen!"

Cızırtılı ses, çatlayan başımla birleştiğinde acıyla inledim. Neler olduğunu kavrayamadan ani gelen refleksle sesin geldiği yöne doğru kafamı çevirmek istedim ama anlayamıyordum.

"Mankafalı."

Kaşlarım benden izinsiz çatılırken bu hareketimle beraber zonklayan alnıma götürdüm elimi. Alnıma değdirdiğim parmağım kana bulandığında, tenime değen tenim de yanmaya başlamış ve dışarı bir tıslama bırakmamı sağlamıştı.

"Sana diyorum, ahırdaki. Rahat mısın orada?"

Kapkaranlık odadan gelen ama nerede olduğunu anlayamadığım, bir gelip bir giden sese doğru hareketlenmeye başladım. Telsizden ya da telefondan geliyorcasına hışırtılı, biraz anlaşılması zordu. Kendime daha doğru düzgün gelememiştim henüz ve yaşayıp yaşamadığımın bile farkında değildim. Yok, ben kesin ölmüştüm. Evet, kesin ölmüştüm ve bu bir gıdım bile ışık içermeyen yer benim cehennemde çoktan ayrılmış köşeme ait olmalıydı.

"Tanrı'm, sen misin?"

Kısa bir nefes sesi ardından dökülen kıkırdama karşısında terden buruşmaya başlamış bedenime sürdüm ellerimi. Her yerim sırılsıklamdı ve kendi pisliğimde boğulmak üzere gibi hissediyordum. Uzun süredir su değmemiş olan bedenim artık yaşanan her şeyi emmiş gibi yorgun, bir o kadar pisti.

"İki ay öncesine kadar yatakta bunu çok duyuyordum."

Yaslandığım yerden duvarlara tutunarak, biraz da can çekişerek kalkmayı başarabildiğimde birkaç adım atabilmiş ve sonunda sesin kaynağını, telsizi elime alabilmiştim.

"Gerçekten şu durumda ihtiyacım olan tek şey gülmekti, teşekkürler üstün yardımın için şey -her kimsen."

Ardından göz devirdim.

"İyi, en azından yaşıyorsun. Şu önümüzdeki on beş dakika içinde yaşamaya devam edebilir misin, orası ayrı tabii."

"Onu bunu boşver, gerçekten de kimsin?"

Bıkkınlık dolu bir nefes döküldü diğer taraftan.

"Cidden önünde onca seçenek varken bunu mu sormayı tercih ediyorsun? Onu bunu asıl sen boşver, zaman kaybetmeden diyeceklerimi uygulamaya koyulmazsan diğer sorular için seçeneğin kalmayabilir."

the walking dead •taekook•Where stories live. Discover now