[21]

1.4K 182 9
                                    


Ekip Namjoon ve Jungkook'un yeteneğinin sağladığı kolaylığa rağmen yine de ortadan kaybolan iki arkadaşlarının nerede olduğuna dair bir bilgiye ulaşamamışlardı. Pansiyondan ayrılmalarından sonraki birkaç saat diğerleri için önemsiz gelse de kararan hava ile bir sorun olduğunu anlamışlardı.

''Dolaşacaklarına söylemişti yalnızca!'' diye homurdandı Jungkook, sinirli iki büyüğünden azar işitmekten çekinerek. ''Ben de bilemezdim bir anda ortadan kaybolacaklarını.''

''Senin bir suçun yok, Jungkook.''

Taehyung cips paketini masanın üzerine bıraktıktan sonra yağlı ellerini endişeli çocuğun üzerine silmek için ellerini ona uzattı. Jungkook bunu fark etmiş olacaktı ki hızlıca geriye çekilerek yağlı ellerden kurtarmayı başarmıştı kendini.

''Aptal Taehyung, ne yapıyorsun?''

''Hadi ama! Ya ellerimi yıkamaya gittiğimde bir şey olursa?'' Taehyung sevimli olduğunu düşündüğü bir tavırla karşılık vererek dudaklarını büzdü. Jungkook'un kendisine kızamayacağını biliyordu böyle görünürken.

''Kesin şunu.''

Namjoon toparladığı dosyaları çantasına yerleştirmiş; yola çıkmaya hazırdı. Tek eksik ortadan kaybolan iki ekip üyesiydi.

''Seokjin işinde usta biri,'' Namjoon konuşmağa başladığında Yoongi'yi süzmüştü. Jimin için endişelendiğini biliyordu. ''Kendini ve çocuğu koruyabilir. Fazla endişelenmeyin.''

Hiçbir ekip üyesinden şüphe duymazdı liderleri. Seokjin ise en büyükleriydi. Sahip olduğu güçlerin farkındaydı; bitkileri kullanmak çocuk oyuncağıydı onun için. Yine de kalabalık bir bölgedeyken Jimin'in kendisinden uzakta olması tedirgin etmişti onu; hele de dün geceki olaydan sonra.

''Gidip aramayacak mıyız?''

''Neden başlarına bir şey gelmiş gibi konuşuyorsun?'' Taehyung hafif azarlar bir tonla konuştuğunda Jungkook bir daha konuşmamaya karar vererek susmuştu. ''Gelse bile Namjoon'un dediği gibi, Seokjin kendini ve Jimin'i koruyabilir. Hem Jimin'in ne kadar güçlü olduğunu hepimiz biliyoruz.''

''Gücünü kontrol edemiyor.''

''Bu daha iyi değil mi?''

''Hayır, değil.'' Yoongi suskunluğunu bozduğunda oturduğu yerden kalktı, ''Hoseok'a haber verin. Gidip bulalım şunları.''

Jungkook sahip oldukları tek cihaz ile etrafı tararken diğerleri Namjoon'a kulak vermiş, ne yapmaları gerektiğini dinliyordu. Jungkook'un iç güdüleri onları dükkanların olduğu bir sokağa götürmüştü. Ne kadar diğerleri bundan memnun olmasa da Yoongi, Jungkook'a güvenirdi. Küçük bir çocuktan farksız olsa da iş söz konusu olduğunda en iyilerinden biriydi, takımdaki diğer beş kişi gibi.

''Hey, baksanıza.'' Hoseok ceplerine soktuğu ellerini çıkarttı, hızlıca ona çevrilen yüzlere doğru salladı. ''Seokjin, şu yere girmiş.''

''Kurabiye satan dükkana mı?''

''İyi de neden?''

Jungkook'un sorusuna karşılık Taehyung iç çekti, ''Bazen zekandan şüphe duyuyorum.''

''Jimin de yanında olmalı.'' Yoongi'nin keskin sesi ikilinin tartışmasını başlamadan bitirmişti. Ekip lideri hislerini saklama konusunda oldukça başarılı olsa da endişeli olduğu her halinden belliydi şu anda. ''Onu gördün mü?''

X-Force - YoonminWhere stories live. Discover now