[17]

2.6K 289 151
                                    


"Arkadaşlarımı korumak için öldürebilirim. Arkadaşlarım ve senin için ölebilirim."

Yoongi karşısındaki çoçuğun beklenmedik tepkisi karşısında şaşkınlığını gizleme ihtiyacı bile duymamıştı. Jimin'in olayların dışında kalmak isteyeceğini, ağlayıp başını ağrıtacak şekilde davranacağını düşünmüştü. Herkes onun bir yetişkin olduğunu söylese de Yoongi'ye göre o kendi zihnindeki ufak çocuktu. Öyle de kalmalıydı.

''Ne dediğinin farkında mısın?'' diye mırıldandı gülümsemeye çalışarak. Şaşkınlığını üzerinden atması ve neden burada olduğunu unutmaması gerekiyordu. ''Ölümün ne olduğunu biliyor musun ki?''

"Bilseydim karşında olamazdım sanırım." dedi Jimin. Sesi az önceki kadar kararlı çıkmamıştı. Ölümün ne olduğunu bilmiyordu. Geçmişinde hayatını kaybeden insanları görmüş olabilirdi belki ama o hiçbir şey hatırlamıyordu. Sadece kısa bir süre önce onu aralarına alan bu ekibi, tıpkı onların kendisini koruduğu gibi korumak istiyordu. Bunun uğrunda ölebilirdi de. Bulanık bir zihinle feda etmesi kolay biriydi kendisi için.

"Bizi tanımıyorsun bile. Ölmek yapabileceğin en aptalca şey olurdu."

Yoongi ikinci bir sigara için cebine uzanırken çocuktan gözlerini ayırmadı. Diğerleri haklı olabilirdi. Jimin'i korumak istemesi aldığı emir ya da sahip olduğu özel yetenekler yüzünden değildi. Nedenini bilmese- bilmek istemese de Jimin'i sonuna kadar koruyacaktı.

Henüz yakmadığı sigarasını dudaklarının arasına yerleştirerek geriye döndü. Diğerlerini kontrol etmek ve buradan en kısa sürede ayrılmak zorundalardı. "Gidelim." dediğinde Jimin'in tombul parmaklarını hissetmişti kolunda. Üzerindeki ince kumaşlı gömlekten rahatlıkla hissedebiliyordu sıcaklığını. Böylesine kötü bir ortamda en güzel his olmalı, diye düşündü. Onu neden yanlarında getirmişlerdi ki? Saklandıkları yerde kalmalıydı Jimin. Buradan daha güvenliydi o terkedilmiş, eski bina.

"Siz de beni tanımıyorsunuz, değil mi?" dedi Jimin. Yoongi'yle karşı ısrarcı bir tutum sergilemek doğru muydu, bilmiyordu ama elde ettiği şansı kaybetmek istemiyordu. "Yine de beni yanınıza aldınız. Ve sen, beni korumakta kararlısın." Yoongi'nin yüzünü göremese de genç adamım etrafındaki aurasından tüm dikkatiyle kendisini dinlediğini anlamıştı. Gülümsemekten alıkoyamadı kendini. 

"O zaman nasıl bunu söyleyebiliyorsun?"

"Biraz olsun yaşamaya niyetin varsa kolumu bırakırsın.''

Jimin Yoongi'nin içinde tehdit barındıran uyarısının ardından korkarak kolunu bırakması gerekiyordu. Ama yapmamıştı. Parmaklarını biraz daha sıkılaştırarak mırıldandı, ''Sizden biri olmak istiyorum; bana bir şans ver. Sonsuza kadar beni koruyamazsın.''

''Evet, yapabilirim.'' demişti Yoongi, karşılık vermek için düşünmemişti bile.

''O zaman ben de-''

Yoongi'nin geri dönüp kollarını kavramasıyla Jimin'in cümlesi yarım kalmıştı. Loş ışıkta Jimin'in büyüyen göz bebeklerini görebilmek Yoongi'nin hoşuna gitmişti. Çocuğu korkutmak değildi niyeti. Bu yüzden, onu korkutmamış olmayı diliyordu. ''Sadece arkamda dur.'' diye mırıldandı kollarını sıkıca kavradığı çocuğum yüzüme doğru eğilirken. ''Ve ne dersem yap, tamam mı?'' Aralarında santimler kala durduğunda Jimin nefesi kesilmiş bir halde başını sallamıştı hızla. ''Aferin.'' demişti Yoongi. Geriye çekildiğinde gülümsüyordu.

-

Yoongi uzun koridor boyunca yürümeye başladığında duyduğu tek ses Jimin'in adımları olmuştu. Eğer arkasında onun olmadığını bilseydi bir kedi tarafından takip edildiğini düşünürdü. Mekanın ön kısmındaki gürültülü ortama alışmıştı kulakları artık. Bu yüzden çocuğun çıkardığı ufak sesler hoşuna girmişti. ''Ben onay vermedikçe konuşma orada, tamam mı?'' diye mırıldandı omuzunun üzerinden arkasındaki çocuğa bakarken. Ekiplerindeki düzenden bihaberdi Jimin ve başka bir grubun karşısında yanlış bir davranışta bulunulmasını istemiyordu. Bu mutantlar arasındaki itibarlarını sarsabilirdi.

X-Force - YoonminWhere stories live. Discover now