Yasak Meyve: Nar.

26.3K 704 95
                                    

Onun kaslı gövdesine bakıpta felç olmamak mümkün değildi. Rafa koyduğu yeleğine uzanırken kaslarının oynamasıyla bakışlarım oraya kaydı. Yeleğini üzerine alıp geçirdiğinde bir kere daha siyahın yakıştığı tek kişi olduğuna karar kıldım.

Yataktan yavaşça kalktığımda bunu neden yaptığımı sorgulamak bnim işim değildi. Bunun için daha sonra kafa yorabilirdim. Üzerime çarşafı dolayarak arkasından ona yaklaştım. Sımsıcak olan, hiç soğumayan bedenine bakıp iç geçirmemek gerçekten de mümkün değildi.

Kafamı sırtına, kollarımı da arkadan ona sardığımda bir an bedeni kasıldı. Ama ters herhangi bir şey yapmadı. Ellerim onun göğsündeyken derin bir nefes alıp vermesiyle ellerim havalandı. Kafamı oynatarak ona biraz daha sokuldum.

Kötü olabilirdi ama o benimdi, yani, umarım.

Kollarım arasında kıpırdandığına gözlerimi sıkıca kapattım. Zaten çekip gidecek olması, ki bana haber bile vermeden çekip gitmesi canımı yakıyorken ona sarıldığımda benden uzaklaşması daha çok canımı yakardı.

Beni buraya aşık olduğu için zorla getiren oydu. Ama acıyı ben çekiyor, onun peşinden ben koşuyordum. Beni buraya, bu cehenneme sevdiği için getirdiğini söylüyordu. Ama şu ana kadar beni sevdiğini, daha doğrusu değer verdiğini gösteren tek şey dengesiz miktarda bulunan kıskançlıklarıydı.

Ellerimi çözerek belinden düşmesini sağladığında kafamı yenilgiyle önüme eğdim. Böyle olacağını biliyordum. Yasak Meyve yenmiş ve artık hiç bir önemi kalmamıştı.

Sevdiği kişiyle uyumak elbette ki dünyada ki sen normal şeydi. Ama sevdiginiz yeraltı dünyasının tanrısı olunca işler değişirdi.

Sadece uyumuştuk, tabi benim gibi Artemis özentisi olursanız işler iyice çığrından çıkardı. Arkasına döndüğünde kendimi kırıcı sözlerine hazırladım. Bahse girerim hepsi yalandı.

"Korktuğun kadar var mıydım?"

Yenilgiyle yere çöken bakışlarım zaferle tekrar havayla buluştu. Yani beni terketmeyecekti. Tamam laflarımı geri alıyorum: Gerçekten bana aşık olabilirdi. Sorduğu soruyu hatırlayarak kafamı salladım. Onun göğsünde kıvrılıp uyumak: müthişti!

Ellerini belime sararak kafamı göğsüne yasladı. Bende biraz önce yaptığım şeyi bu sefer korkmadan yaparak ellerimi beline sıkı sıkı tutturdum. Biraz önce tereddütteydim, ama şimdi gönül rahatlığı ile ona sarılabilir ve kokusunu içime çekebilirdim. Aynı onun kokumu içine çekipte başımı öpmesi gibi.

"Neden o kadar korkuyordun?" diye sorduğunda bir kaç saniye beyin fırtınası yaptım. Nedeni sanırım her zaman sert olan mizacıydı. Ya da bana tam olarak açılmamaış olması da emin değildim. "Sana dokunmamdan korktun?"

"Sanırım, yeraltının tanrısı olman yüzünden."

Bu onun güvenilmez olduğunu göstermezdi ama ben normal değildim.

Hades kararlıydı, sözünden çıkmayan birisiydi ve benimdi. Sadece benim.

Başıma bir öpücük daha kondurduktan sonra kafamı geriye çekerek yüzüne bakmamı sağladı. Ben ona bakarken o hafifçe güldü. O kadar belli belirsizdi ki gördüğümden bile emin değildim. Uzanıp beni dudaklarımdan öptü. O kadar hoştu ki: Onun sıcak dudaklarının benim soğuk dudaklarımı ısıtması. Dudaklarımdan ayrıldıktan sonra beni tekrar göğsüne yasladı.

"Ben yeraltının değil, senin tanrınım, Persephone."

Yasak Meyve: Nar.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin