69

4.5K 346 161
                                    

SEOKJIN

"Taehyung," diye korkuyla fısıldarken kucağımdaki bebeğe baktım. Her an düşecek gibiydi ancak onu bu hayatta tuttuğum her şeyden sıkı sarmıştım. Taehyung kadar olmasa da onunla yarışabilecek kadar sıkıydı kollarım. Eşim mutfak kapısından elinde biberonla çıkarken içime su serpildiğini hissetmiştim. Kumral saçları güneş ışığı vurduğunda parlıyordu ve normalde de kamaşan gözüm iyice mest oluyordu. Ona dalmışken ağlayan Beomgyu dikkatimi tekrardan toparlamamı sağlamıştı.

Taehyung bu sırada gülerek yanıma varmış ve ben güzelliğinin etkisinden çıkamamışken dudağımın kenarına hafif bir öpücük kondurmuştu. Kucağımdaki minik olmasa hafif olmakla kalmazdı, bunu biliyordum. "Ağlama seslerin mutfağa kadar geliyor ufaklık," dedi gülerek bebeğe bakarken. Açıkçası biraz kıskanmış hissediyordum.

Daha yaşını doldurmamış çocuğu neden kıskandığımı açıklayamazdım ancak sabahtan beri Taehyung'a gülüyor, bana huysuzluk yapıyordu. Hiç haz etmemiştim bu durumdan. Nitekim kucağımdaki beden neşeyle tepinip kollarını diğerine uzattığında Taehyung bekletmeden kucağına almıştı. Biberonu ağzına verdiğinde bebeğin aniden uysallaşması ve mayışması beni şaşırtmamıştı.

Sevgilimin dikkatini çekmek için hayıflandım. "Namjoon ne zaman gelip alacak şunu? Yazdı mı gruba?" Söylediğim şey üzerine Taehyung amacıma doğru hareket edip bakışlarını bebekten çekmiş bana dönmüştü. Kaşlarını numara yaptığını belli edercesine çatmıştı. "İşleri bitermiş bir saate kadar. Hem Seokjin çocuğumuz olunca da böyle mi yapacaksın cidden?"

Kollarımı göğsümde birleştirip Taehyung'a dik dik baktım. "Sabahtan beri seni benden çaldı. Çocuk evlatlık edinmeyi tekrardan gözden geçirelim."

Taehyung söylediğim şeye kıkırdayıp kucağındaki Beomgyu'ya kısa bir bakış attı, ardından yanıma gelip parmak ucunda yükselerek dudaklarımızı kavuşturdu. Geri sendelemesini engellemek için belinden tutarken elindeki miniği de diğer elimle tutmuştum. Çok da derine inmeyen öpücüğümüz bittiğinde bunun bile beni mahvettiğini fark etmiştim.

Evlendiğimizden beri her gün nasıl bu kadar güzelleşiyordu? Geçirdiğim her gün gülümsememe sebep oluyordu. Az önceki mızıkçı ifademin gülümsemeye dönüşmesi gibi. Aynı şekilde karşılık verip tekrardan bebeğe bir bakış attı. Bana döndüğünde ise "Beni senden kimse çalamaz," dedi. Kalbimin teklediğini hissederken gözlerine baktım. "Tamam, belki çocuğumuz beni biraz çalabilir ama ikinize de yeterim. Biliyorsun."

Çoktan ikna olduğumu biliyordu. Beomgyu'ya baktığımda Taehyung'un kucağına bir çocuğun ne kadar yakıştığını fark etmiştim. Gülümsedim ve "Çok güzelsin," derken kollarımı genişçe açıp ikisini de içime almıştım.

-

JIMIN

"Jungkook!" diye bir kez daha mutfaktan tüm eve yayılmasını umduğum sesimle bağırırken hala bilgisayarda oyun oynayan eşimin karşılık vermesini bekliyordum. Bunu son bir saatte yedinci kez yapıyordum ve kulaklıklarını takıp dünyadan soyutlandığı için beni duymuyordu. Ocaktaki ramenin altını kıstıktan sonra derin bir nefes alıp üzerimdeki mutfak önlüğüyle odamıza yöneldim.

Kapıyı hafifçe aralayıp girdiğimde gördüğüm manzarayla şaşırmıştım. Jungkook yatağın üzerine uyuyakalmıştı. Kulağındaki kulaklıklar ve kucağındaki dizüstü bilgisayarı ile ne kadar rahattı emin değildim. Dudaklarımın kıvrılmasına engel olamazken sessiz adımlarla yanına ilerledim. Eğilip kulaklığını hissettirmeden çıkardıktan sonra laptopu almak için bakmıştım ki ekranda gördüğüm şeyle yutkundum.

solidarityWhere stories live. Discover now