50

9.7K 755 459
                                    

JUNGKOOK

Dudaklarımı kemirmekten yorulmuştum. Seokjin sabahtan beri "Havuç getireyim de onu dişle bari," diyerek dalga geçmişti. Hoseok ise "Benim minik bebeğim diş mi çıkarıyor yoksa," diyerek beni katil olma potansiyeline yaklaştırmıştı.

İki gün önce Jimin ile olanları anlattığımda sıfır ciddiyetle beni dinlemişlerdi. Aynı ciddiyetsizlikle de tavsiye vermişlerdi.

Jimin'e bana bağırmadığını söylediğimde ne kadar şaşkın olduğunu yüzünden okuyabiliyordum. O gün cidden kendi saçlarımı yolmamak için çaba sarf etmiştim. Nasıl bu kadar saf olabiliyordu?

Eun Ho'nun fotoğraflarını porno sitelerine koyduğunu görmediği için mi? Ya da bunu ona söylemediğim için mi?

Delirmiştim. Benim sevgi- sevgili Jimin'im- sadece Jimin'in fotoğraflarını koyması berbattı. Onun için kendimi yemiştim. Buna rağmen kavgayı öylesine çıkarmışım gibi muamele görmüştüm ve şiddet yanlısı diye tanımlanıyordum. Jimin'e kimsenin dokunmasını istemiyordum.

Kimin dokunmaya ihtiyacı olurdu ki? Saçlarına, gözlerine, dudaklarına... Asla.

Çok güzeldin Jimin. İnsanlar sana sahip olmak için her şeyi yaparlardı.

Yüzüme şaşkınca baktığını söylüyordum en son. Evet, şaşkınca bakıyordu. Eun Ho'ya karşı olan tavrımı sorgularcasına, neden bu kadar sert davradığımı bilmek istercesine bakıyordu. Ben ise gülümsemiştim o şirin ifadesine.

"Kavga etmişsin," dedi sonra. Ağzımdan onay mırıltıları çıkarken mırıldandım. "Öyle gerekti."

Omuz silkmişti ve açıkçası canımı daha çok bu yakıyordu. Kollarını göğsünde birleştiğinde ise karşımdaki şirin görüntünün asla üzülemeyeceğim kadar hatrı sayılır olduğunu fark etmiştim. "Benim de bağırmamam gerekti."

Söylediği şeyler üzerine dudaklarımı ısırmıştım. Ardından ise...

Yanağından bir makas alıp kaçmıştım. Hem de tüm havamdan ödün vererek koşarak kaçmıştım. İşte tam olarak bunları anlattığımda Seokjin öğretmen masasında yıkılmış bir şekilde kahkaha atıyordu. Komik miydi? Hoseok ise dudaklarını birbirine bastırmıştı ve gülmüyor desrm çarpılırdım. Berbattı.

Bunlara rağmen net bir karar alabilmiştim. Hem de hayatımın en net kararlarından biriydi bu. Bahçede bir köşede Jimin'in çıkmasını bekliyordum. Her okul çıkışı Namjoon'u on dakika izlemesi cidden anlayamadığım bir durumdu.

Beni izlesin istiyordum.

Bugün benim yıl dönümün olacaktı. Buna ben karar verecektim. Cebimde titreşmeyi kesmeyen telefonumu çıkardım. Mesaj bildirimleri tabii ki bizim çocuklardandı.

-

seokjin: nE YAPACAK MISIN CİDDEN JEON

hoseok: benim minik evladım adım mı atacak yok daha neler

seokjin: bu grup sonunda amacına ulaşıyor desenize

bekle lan jeongoo

sevgilimi ve mısırımı alıp geliyorum

izlememiz lazım bunları

hoseok: aaaAAA HAKLISIN

BEN DE KEDİMİ ALIP GELİYORUM

ÇOCUĞUM EVERECEK 😭😭

-

Yazdıkları mesajları yarı göz devirerek okumuştum. Ardından derin bir nefes alarak telefonumu tamamen sessiz moduna aldım ve görevime odaklandım. Seokjin gibi günlerce komposizyon yazmamıştım, Hoseok gibi viledayla prova yapmamıştım. Sadece bendim işte. Her zamanki Jeon Jungkook.

Jimin beni böyle kabul edecek miydi?

Okuldan çıkan Jimin'in bedeni aramızda az mesafe kalana kadar yürümüştü. Sonunda birbimizin yüzlerini seçebileceğimiz mesafedeyken elimden gelen en güçlü sesimle ismini seslendim. Aşık olduğum ismi.

"JIMIN-SSI!"

"JEON JUNGKOOK!"

Aynı anda birbirimize bağırmanın verdiği şaşkınlık ikimizin de yüzüne yansımıştı. Hafifçe dudaklarımız aralanırken ben bu ifadeyi yarıda kesmiş ve kıkırdamıştım. O da ciddi kalmaya çalışıyormuşcasına sadece kaçamak bir tebessüm etmişti.

Koşarak ona ilerledim ve elini tuttum. Yaptıklarımı büyük bir şaşkınlıkla karşılıyordu. İkimizin de kalbi ritmini kaçırmış gibiydi. Temposu hızlı bir müzik gibi atan kalplerimize karşılık duygusal bir piyanonun arkasında oynuyorduk.

"İkimizin de söylemek istediklerini söyleyebileceği bir yer biliyorum," dedim elimden geldiğince etkileyici bir tonda. Nedendir bilmem benimle aynı fikirdeymişcesine başını sallamıştı ve onu yönlendirmeme izin vermişti.

Ben ise gülümseyerek elini bırakmamış ve yürümeye başlamıştım. Onu okulun yakınlarındaki bir sokağa götürecektim.

Sokağın duvarında...

·

bu bölümğ attım çünkü hikaye kapak tasarımlarını değiştirdim bir tanecik arkadaşım yaptı çok şirim oldular bir yıl duru artık

ve en heyecanlı yeriydi ahhaahaha

ve en heyecanlı yeriydi ahhaahaha

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

çok şiirirititirin

solidarityWhere stories live. Discover now