On Dört Şubat Döngüsü [ODŞD] BXB

~45~ Uzaklarda Tutku

Multi Yalgın'ın söylediği şarkı hikayenin şarkısı olabilir ya zaten bu şarkıyı dinlerken ilham geldishdhdh

Güz

"I'm 11 minutes away and I have missed you all day
I'm 11 minutes away, so why aren't you here?"

Duyduğum sesle kapıyı yavaşça kapatarak sessizce içeri girdim. Bir haftadır buraya geldiğimde ilk kez çıkaramıyordum.

"I think I missed you callin' on the other line
I'm just thinkin' all these thoughts up in my mind
Talkin' love but I can't even read the signs
I would sell my soul for a bit more time
You stain all on my body like you're red wine
You're the fuckin' acid to my alkaline
You run your middle finger up and down my spine
I'm sorry there was no one to apologize."

Yalgın ve Duru çalışıyordu. Ses çıkarmadan ceketimi astıktan sonra üst kata çıktım.

Fazla içten söylüyordu. Her zamanki gibi.

Dağılmış saçlarımı düzelttikten sonra yüzümü yıkadım. Aynadaki soluk yansımama baktım. Kalbim öyle hızlı atıyordu ki kendime gelmeyi beklemem gerekti.

Neden böyle şarkılar seçiyordu?

Bana söylüyordu resmen.

Yüzüme bir maske yerleştirip aşağı indim.

Yalgın merdivenlerden inen beni gördü. "So call me stupid, call me sad
You're the best I've ever had..."

Kirpiklerim titrese de gülümsedim. "Çalışıyor musunuz?"

Duru Redbull'u kafaya dikti.

"Çalışıyoruz ama bitti sayılır,"dedi Yalgın hızlı hızlı.

Duru "Patron size bayılmış,"dedi. "Sizin yeniden sahne almanızı istiyor. İki katını teklif etti."

Yalgın bakışlarını kaçırdı. "Bana sorun değil, Güz ne isterse..."

"Bana da değil,"dedim mal gibi.

Emin misin?

Duru ayağa kalktı. "Öyle açım ki... Pastaneden bir şeyler alsam sorun olur mu?"

"Saçmalama Duru, biz hallederiz,"dedim.

Yalgın da usulca başını salladı.

Duru bizi baş başa bıraktı.

"Aslında ben de açım,"dedim yanına oturup.

Yavaşça köşeye kaydı.

Bu hareketi gözüme çok şirin gözükmüştü.

"Pizza söyleyebiliriz."

"Bol mısırlı,"dedim gülümseyerek. Telefonundan Dominos'u açtı. Ekrana bakmak için eğildiğimde omzunu oynattı. Kaşımı kaldırsam da sesimi çıkarmadım.

"Şu nasıl?"diye sordu.

"Tamam. Yanında Ice Tea içersin, değil mi?"

"Evet. Sen de içersin,"dedi.

Siparişi verdi.

"Hem Duru da yer,"dedim.

Sebepsizce ortamın gerildiğini hissediyordum.

"Sahneye çıkmak seni rahatsız etmiyor mu?"

"Alışkanlık,"dedim omuz silkerek. Kaşını kaldırma sırası ondaydı. "Birlikte çıkıyoruz yani."