~37~ İlk Tanışma

4.5K 413 99
                                    

Tak tak bölüm çaktım atlamayın tşk.

Yalgın

"Onu nasıl yiyorsun?"dedim yüz buruşturup.

Gonca güldü ve bir avuç jelibonu ağzına tıktı. "İşte böyle!"

"Boğulacaksınız madam,"dedim ekrana bakıp gülerek.

Gonca çok şirin bir kızdı. Bir sürü ortak noktamız olduğunu fark edip arkadaş olmuştuk. Çiğ köfteciye gitmekle birlikte arkadaşlığımız ilerlemişti.

Artık gömleğinin yakalarını açıp durmuyordu da.

Teşekkürler Tanrı'm.

"Yalgın?"diye mırıldandı.

"Hmm..."

"Arkadaşım gelecek, öğle yemeğinden çıktı. Sorun olmaz değil mi?"

"Siz iki kız tüm okulun dedikodusunu yaparken dinliyor gibi yapabilirim,"dedim gülerek.

"Erkek aslında."

"Ah Tanrım. Dedikodu yok yani?"

"Bu kadar çok istiyorsan var,"diye dalga geçti.

"Fizikçi edebiyatçının nişanlısıyla yatmış."

"Nee?"diye haykırdı.

"Erkekler konuşurken duydum."

"Onları shipliyordum ben be!"dedi alayla.

Güldüm.

Yandan bir bakış attı bana. "Frienship, sakin ol. İkisi erkek diye zırlamayacaksın, değil mi?"

"Tanrı'm homofobik değilim,"dedim yüzümü buruşturarak.

Az çekmemiştik. Bu annemlere en büyük terbiyesizlik olurdu zaten.

Dirsek attı. "Ulan be! Senin yobaz olmadığını biliyordum zaten. Herkesin hayatı kendine kafasındasın."

"Öyle madam. İnsanlar kendi yollarını çizerler, biz başka yollara sapamayız. Bu bizi ilgilendirmez."

Kapı yavaşça açıldığı an bakışlarım kapıya döndü.

"Gel kuzum, sınıf boş."

"Onu fark ettim,"dedi melodik ses.

İşte şimdi kimin geldiğine bakmak istemiştim.

Gözlerim beyaz spor ayakkabılardan, siyah kottan yukarı kaydı. Asker yeşili ceket giymiş çocuğun gözleri fazla yeşil göründü gözüme.

Dikkat çekmeyecek gibi değildi.

Saçlarını karıştırdı. "Ben... Güz."

Sesi birden benimle konuşurken alçalıvermişti.

Sıranın tepesinden inmeden elimi uzattım. "Merhaba. Yalgın ben."

Eli fazla yumuşaktı.

Elini çektiği anda rüzgar çok sert hissettirdi, elim kurumuştu sanki.

Bakışlarını kaçırdı.

"İsmin güzelmiş,"dedim.

"Kız sanmaları dışında ben de seviyorum,"dedi gülümseyerek.

Omuz silktim. "Cinsiyetçileri siktir etmelisin."

"Haklısın,"dedi sıraya bakarak.

Sessizlik oldu.

"Kantini pahalı diye protesto ediyorum. Bu yüzden börek yaptım,"dedi Gonca ufak sessizliği bozup.

Çıkardığı kaba güldüm.

Daha açmadan saldırınca elime vurdu. "Dur aç köpek!"

"Aman be,"diye çemkirdim.

Güz kısık sesle güldü.

Ben de güldüm.

"Gonca şu yanık gibi,"deyip alttaki böreği gösterince Gonca ona da vurdu.
"Sus da ye. Azıcık yanmış o. Anne böreği yiyin biraz."

Böreklerden birisini Güz'e tıktı.

Güz kirpiklerini kırpıştırıp boğulmamaya çalıştı.

Onu izlediğimi fark edince birden öksürmeye başladı.

"Zehirledin Güz'ü,"diye dalga geçerken bir şişe su uzattım ona.

Güz suyu içip birkaç kez öksürmenin ardından kendisine geldi.

"Zehirlemem ben canımı."

Sevgili miydiler?

"Sevgili misiniz siz?"

Aferin Yalgın. Mal gibi sor Yalgın. Sana ne Yalgın.

"Gonca boşta, üzülme,"dedi Güz aniden.

Kızardığımı hissettim.

Gonca sahte bir öksürükle ayağa kalktı. "Ben içecek de getireyim."

Güz ile baş başa kalmak istemiyordum.

O an nedenini anlayamamıştım bunun.

Utandığım için de olabilirdi ama kaçmamın nedeni bu değildi.

Gözlerine baktığım an kendimi kötü hissetmeye mani olamadım.

Bir insanla uzun bir göz teması kurmak neden bu kadar zordu?

Ve bu gittikçe zorlaşacaktı.

Anladınız mı Gonca Yalgın ile Güz'e onun hakkında bilgi vermek için arkadaş oldu, kimdir necidir falan hshdhd

Güz bu zamanda gay olduğunu yeni yeni kabullenmiş. Yalgın ise sorguluyor diyebiliriz. :')








On Dört Şubat Döngüsü [ODŞD] BXBKde žijí příběhy. Začni objevovat