~15~Efes'te Dans

5.9K 493 405
                                    

Güz

Zil çaldı. Kulaklıklarım yüzünden zor işittiğimden kulaklıkları emin olmak için çıkardım. Zil tekrar çaldığında kulaklığı yatağa attım.

Odamdan çıktıktan sonra kapıyı araladım.

Ömer elinde iki poşetle dikiliyordu. Beni süzerek gülümsedi. "Bak ne buldum,"deyip cebinden de çikolata çıkardı. Pakedi alıp gülümseyerek geçmesi için yol verdim.

Kapıyı kapattıktan sonra "Sana suffle yapacağım,"dedi.

"Umarım zehirlenmeyiz,"diye fısıldadım.

Dirsek atıp güldü. "Gonca'nın tarifi."
Poşetleri tezgaha bıraktı. "Sebze çorbası da yapacağım."

"Kanser miyim, doğruyu söyle." Gülerek kollarımı bağladım ve tezgaha yaslandım.

"Hastaymışsın."

"Uykusuzum biraz."

Yüzüme baktı. "Uyuyamadın, değil mi Duru sayesinde?"

İç çekip başımı salladım.

"Duru melek gibi, etrafında küs, konuşmak istemeyen insanlar varsa müdahele etmeye bayılıyor, en iyi sen biliyorsun." Malzemeleri çıkarırken benimle konuşmaya devam etti.

"Onun hayatımdan uzak durmasını istiyorum, bunu biliyor."

"Tamam ama onun için Duru'yu bırakamazsın. Müzik senin her şeyin."

"Sorun değil,"diye kestirip attım. "Yardım edeyim-"

"Sorun Güz." Ellerimi tutarak beni engelledi. "Ben halledeceğim."

"Zaten bir sürü şey almışsın-"

"Ne olmuş yani?"

"Ömer-"

Yanağımı yavaşça tuttu ve yeşillerime derin derin baktı. "Her sıkıntıdan tek başına kaçamazsın. Her şeyi tek başına halledemezsin."

"Yanımda değil misin?"dedim kısık sesle gülerek.

"Ben sadece yemek yapıyorum. Sıkıntılarını alıp götürmüyorum." Başparmağıyla yüzümü okşamaya başladı. Yutkundum. Doğruyu söylüyordu.

"Yalgın benim... canımı çok yaktı."

"Gözlerinden belli. İlkler canımızı yakmaz mı zaten? Bu yüzden bizim kalbimizin bir yerinde kalmazlar mı?"

Çenemi sıkarak sustum. Boğazımda çiviler varmış gibi hissediyordum.

"İlkin olmadığım için aptal triplere girdiğim gün-"diye sessizliği bozdu.

"Sorun değil, affettim."

"Söylemek istedim..."

Buruk bir gülümsemeyle dudaklarına baktım. O da gülümseyerek elini enseme çıkardı ve saçlarımla oynadı.

"Çorba?"diye sordum.

"Biraz sonra,"dedi kısık sesle.

Dudaklarımızı buluşturdum.
Elleri anında belimi kavrayarak bana sarıldı. Ben de öpücükten sonra ona sarıldım.

"Seni seviyorum,"diye fısıldadı. "Seni böyle görmeye dayanamıyorum. Yalgın'dan tanımadan nefret ettim. Çünkü seni bu hale getiriyor, Güz. Benim kalbini kırdığımda kendimden nefret ettiğim çocuğu acımadan parçalıyor."

"Çorba ve sufflemi yaparsan daha iyi olacağım,"dedim kulağına.

Gülümserken tekrar dudaklarıma bir öpücük bıraktı.

On Dört Şubat Döngüsü [ODŞD] BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin