A.T.Ç | 28.Bölüm

32.7K 1.5K 325
                                    

Beni bekleyen çileli okuyucularım, merhaba!

Sonunda dediğinizi duyar gibiyim...

Bazen oluyor böyle. Bu hafta bir türlü nasıl ve ne yazacağımı kararlaştıramadım. Açıkçası içime sinmeyen bir bölüm atardım ama bu kitap onu hak etmiyor o kadar bekliyorken sizin hayal kırıklığına uğratamam. Evet yazıyorum ama bende bir okuyucuyum ve hayal kırıklığının ne demek olduğunu biliyorum o yüzdenden elimden geleni yapıyorum.

Belki bazılarınız "neden o kadar düşünüyorsun alt tarafı bir kitap" diyebilir ama öyle olmuyor. Kitabımda tek bir cümleyle bile kendini bulan bir insan varsa işte ben o zaman bir şeyler başardığımı hissediyorum.

Çünkü tanımadığım binlerce insanla aynı duyguyu paylaşıyorum ve bu inanılmaz bir şey!

Umarım az da olsa kendimi anlatabilmişimdir...

...

Multimedya: x 💡 + Yorgunum Çok - Fikri Karayel 🍁

Bölümün etiketi; #karanlıksular

Umarım seversiniz...

*İyi okumalar*

Defne'den

Yanan ateşin içinde sadece fotoğraflar değil benim kalbim de yanıyordu. Elimde tuttuğum fotoğrafa bakıp dolan gözlerimi akıttım. Ekin'le gittiğimiz ilk kar tatiliydi.
Beni okuldan kaçırıp kar tepeye götürmüştü. Hayatımda yaşadığım en güzel hafta sonuydu. Fotoğrafta yapmaya çalıştığım kardan adamı Ekin bozmuş üstünede bu anları fotoğraflamıstı. O zamanlar sadece kardan adamı bozuyor diye öfkelenirdim şimdi ise o kadar boştum ki hissettiğim her şey buz kütlesine dönüşmüştü.

Biz bitmiştik ama arkamızda bıraktığımız anılar bitmiyordu. Tuttuğum son fotoğrafı ateşe atıp gözlerimi yumdum. Belki de ikimiz içinde en doğrusu buydu. Gözyaşlarımı silip şöminenin kenarında duvara yaslanmış Ömür'le göz göze geldim. Bu yaptığım şeye karar verdiğimde Ömür bana destek olmak için yanımda olmak istemişti.

"Bitti mi?"

Sesinde saklı olan hüzün yüzüne yansımıştı. Benim acı çekmeme dayanamıyordu. Sorduğu soruya cevap vermeden önce akan gözyaşlarımı sildim. Ne zordu kabul etmek, ne zordu yanan kalbini dindirmek...

"Bitti"

İkimizde bunun anlamını biliyorduk. Ömür burukca gülümsedi. "Akıtma o güzel gözlerini elbet karşına güzel adamlar çıkacak" dedi ve bana yaklaşıp kollarını boynuma sardı. Gerçekten çıkar mıydı? Ya da daha doğrusu çıkmasını ister miydim? Ekin defterini kapatmak o kadar kolay olacak mıydı? Şimdiden beni boğan soruları geçiştirmek için gülümsedim.

"Merak etme depresyona girip senin başını şişirmeyeceğim"

Ömür omzuma vurup "aşk olsun ne zaman şikayet ettim" diye çırladığında güldüm.
"Hadi toparlan artık salona gidelim de daha fazla dikkat çekmeyelim" dedi. Olan olaylardan sonra herkes yıpranmıştı. Üstüne Ezel'in olayı ve ailesiyle olan tartışma ipleri baya germişti. Oturma odasında olduğumuz için aşağıda olmamamız dikkat çekmiş olmalıydı.

Ömür ayaklanıp elini bana uzattı. "Umarım bir sorun çıkmaz. Kerem her şeyi bırakıp dağ evine gitti" uzattığı elini tutup oturduğum yastıktan kalktım. Ah birde bu vardı... Abim kimseyi umursamadan Ezel'i sırtlayıp dağ evine kaçırmıştı. Zaten Ezel'in ailesiyle sorunlar olmuştu. Üstüne bu hiç iyi olmadı. Ömür "Kerem bu ara hiç kendisi gibi değil. Aşktan mıdır nedir bilmem ama ortalığı baya boş bıraktı" dedi. Belki böylesi daha iyiydi. Ezel her şeyi anlatana kadar böylesi herkes için daha hayırlıydı.

Aşka Tutkun Çocuk | Tutkun Serisi IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin