Bu güne kadarki hayatımın sırlar arasına saklandığı bir arbededen daha yeni çıkmıştım. Belli etmesem de, hala duygusal olarak içimdeki sarsıntı dinmemişti. İçimdeki küçük Pelin, yaşadığım kırgınlığı kaldıramayıp zihnimin karanlık bir köşesine kaçtı.

Şu anda, yeni bir travma ile yüzleşmesi gereken bir Pelin vardı. Kaderinin onu sevdiği erkekle buluşturduğuna inanan genç kız Pelin. Her şeyin yalan olduğunu bir kez daha duymak istemeyen ürkek kalpli Pelin.

Uzun süre cevap vermediğimde, Arda omzumu tutup bir adım yaklaştı. "Lütfen güven bana Pelin. Biz Ayça'yla..."

"Hayatının her aşamasını dikkatle planlıyorsun. Hatta benim geleceğimi bile benden habersiz planlıyorsun. O balo gecesini de planlamışsındır, onun için sana güvenmiyorum Arda." diye yüzüne karşı sertçe konuştuğumda, onun da artık öfkesini saklayamadığını ateş saçan gözleri belli etti.

"Güven meselesini ne kadar ciddiye aldığımı biliyorsun Pelin. Balo gecesi seninle eşleşmemi planladığımı mı düşünüyorsun?"

"Neden olmasın? Okulun ilk günlerinde beni 'oyuncak' olarak ilan etmiştin. Oyunu biraz daha ileri götürmüş olamaz mısın? Ama planların suya düştü ve birbirimize aşık olduk, değil mi?"

"Ağzından çıkanları iyi düşün. Bunun dönüşü olmaz Pelin."

Kolumu sertçe çekip kurtardım. "Beni tehdit edecek durumda değilsin."

Saçımı geriye atmak için tüm öfkemle elimi kaldırmıştım ki, Arda elimi yarı yolda yakaladı.

"Kendine gel Pelin. Ne yapıyorsun?"

Her zaman arzuyla kararan gözleri, bu defa öfkeyle kararmıştı. Bu bakışları hiç sevmedim. Bana yine aşkla bakmasını istiyordum ama bombanın pimi çekilmişti bir kere.

Tamam biliyorum, ister kurgulanmış olsun, ister tesadüf olsun, Arda ile birbirimizi seviyorduk. Onunla bir beraberliğimiz vardı. Ancak sorun; hayatımın sürekli kontrolünü kaybetmeye başlamış olmamdı. Arda her şeyi o kadar fazla planlıyordu ki, ben sadece bana biçilen rolü oynar hale gelmiştim.

Üniversiteye başlayana kadar, annem ve babam nasıl istediyse öyle yaşamıştım. On sekizime gelince, o yaşın hayalini kuran herkes gibi, ben de birden büyüyeceğimi ve özgür olacağımı sanmıştım ama öyle olmadı.

Farklı bir şehire gelip, ailemden uzakta yaşamaya başladığım gün, gerçek özgürlüğü öğrenmiştim. Hayatımı bundan sonra ben planlayacak, kontrolünü ben sağlayacaktım.

Baloya katılmam, tanımadığım bir kavalyeyle rüya gibi bir geceyi yaşamam benim verdiğim bir karardı. Gerçek özgürlüğe ve maceraya attığım ilk adımdı. İşte bu nedenle, o gecenin önemi benim için çok büyüktü. Eğer o da elimden alınır ve başkası tarafından planlı olduğunu öğrenirsem, yıkılırdım.

Kendim karar vermiş, kendim o baloya katılmış ve kendim aşık olmuştum. Tuna'nın Arda olduğunu öğrendiğimde, onu affetmemi sağlayan da buydu zaten. Sonra, Arda her şeyi planlamaya, planlarken bana sorma gereği görmemeye başladı. Tam kendi özgürlüğümü kazandım derken, bu defa da aşık olduğum erkek hayatımı kontrol etmeye başlamıştı.

O balo gecesinin ve Arda ile tanışmamızın, onu sevmemin ve şu anda birlikte olmamızın temelinde her şeyin planlı olduğuna dair ufacık da olsa bir şüphemin olması beni kahrederdi.

O nedenle, balodaki eşleşmemizin de planlı olup olmadığını mutlaka öğrenmem gerekiyordu. Bu soru yumru gibi boğazımın orta yerine oturmuştu.

Arda'ya baktığımda ilk defa onun bu kadar kırıldığını görüyordum. Dağ evine giderken yolda 'güven' konusunda çok hassas olduğunu gayet sert bir şekilde göstermişti. Ama benim de içimdeki şüpheyi yok etmem gerekiyordu. Güzelim gözleri öfke ve kırgınlıkla bulutlanmıştı. Eli hala havadaki bileğimi kavramış, ikimiz de donup kalmış gibiydik.

Maskeli Baloda Sevdim (Tamamlandı)Where stories live. Discover now