25.Bölüm (Huysuz)

844 78 76
                                    

NATSU

"Natsu, sana verdiğim şu..." Gray'in birden odaya girmesiyle öpücüklerimi kesip çarşafı Lucy'nin üstüne çekmek zorunda kalmıştım.

"Tanrım! Çok özür dilerim, çok üzgünüm!"

"Kapı tıklatmak nedir bilmez misin sen?!"

Acemice gözlerini kapatmaya çalışırken "Bunu sen mi söylüyorsun?!" diye bağırmıştı haklı olarak. "Odama bir kere insan gibi girdiğin yok, nerden bilebilirdim ki senin... Senin... Sizin... Ah, tanrım. Ciddi misiniz siz?!"

Göz devirip "Evet, bir sorun mu var?" diye sordum. "Kendi odamda bile özelim yok, daha ne kadar hayatıma burnunu sokacaksın?"

"Özeline isteyerek burnumu sokmuş değilim ama Lucy'i nasıl kandırdığını merak ediyorum doğrusu."

"Kandırmak mı?! Nasıl cüret edersin, asla öyle bir şey yapmadım. Lucy'e sor."

"Lucy..."

Lucy huysuz bir sesle "Sana da günaydın Gray." dediğinde Gray bir an olayı unutup gözlerini açmıştı. "Evet, günay..." Tatlı sabah haliyle Lucy'i görünce telaşla tekrar gözlerini kapatıp "Tanrım..." demişti. "Çok üzgünüm!"

Göz devirip Lucy'e tişörtümü uzattım, giyinmesinden sonra "Gözlerini açabilirsin." demiştim odamdaki yabancı maddeye doğru.

"Emin misin? Bu yanlış olmaz mı?" Omuz silkip "Hayır." dedim. "Neden olsun ki?" Titrek bir sesle "Gerçekten mi?" diye sormuştu inanamayarak. Sabrım taşınca yüksek bir sesle "Evet!" dedim en sonunda.

"Tamam, sen bilirsin, o zaman günah benden gitti."

Gözlerini açıp bize diktikten sonra küçük bir "Ah..." kaçmıştı dudaklarından. "Hayal kırıklığına mı uğradın? Lucy üzerine bir şey giymeden sana gözlerini açtırmamın imkanı varmış gibi."

"Beklentimi yıktığını kabul etmeliyim ama elden bir şey gelmez, öyle değil mi?"

Gülümsemesine göz devirmemden sonra tekrar etrafa ve bize bakıp şikayet etmeyi seçmişti. "Cidden mi Natsu? Cidden ama cidden mi?" Omuz silktim ve "Ne var sevdiğim kadınla yattıysam?" diye sordum. "Sevişmenin varlığından bile haberin yokmuş gibi davranma lütfen."

"Hayır, ben ondan bahsetmiyorum!" Odadaki dağınıklığın arasından daha önce ondan aldığım bir tişörtü sinirle havaya kaldırıp "Bundan bahsediyorum!" demişti.

"Eşyalarımı geri almaya geldiğimde geri alacak eşyam olmadığını görmek hiç hoşuma gitmedi, bu emanete hıyanet etmek demektir!"

Huysuzlanmıştım bu duruma. "Bir iki tişörtünü aldım diye bu kadar yaygara koparmana gerek var mı cidden? Ne olmuş yani yerde dağınıklığın arasında duruyorsa, en azından kirli değil."

Tişörtü açtı ve üzerindeki lekeyi gösterdi. Yutkunduktan sonra "Tamam..." dedim pes ederek. "Yıkarsak geçer öyle değil mi?" Lucy yatağa otururken "Alt tarafı bir tişört, Gray." demişti beni savunmak için. "Bugün yıkarım, olur biter."

"Ah, öyle mi?" Gözlerini sevgilime dikti ve "Başlamışken lütfen üstündeki tişörtü de yıka." dedi bir yandan da bana bakarak. "Çünkü o da benim de!"

Rüya Kapanı (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now