Beni aceleye getirmeden beklemesi gerekeceğini Arda'ya daha uygun bir zamanda ve dilde anlatmaya karar vererek zihnimde dolaşan kara bulutları hızla dağıttım ve yine içime attım. Şimdi zamanı değildi. Bir gün, onu üzmeden konuşmanın yolunu bulmam gerekecekti.

"O zaman ailenin, özellikle de babanın, benim aklımdan geçenleri bilmeye hakkı olduğunu da anlayabilirsin. Onların geçmişlerinden gelen korkularını ve endişelerini anlayabiliyorum, sen onların tek çocuğu, göz bebeklerisin. Birlikte olabilmek için önce onların güvenini kazanmalıyım. Bunu da ancak dürüst olmakla sağlayabilirim."

Tek kelime edemeden Arda'yı dinlerken onun bu mantığına hak veriyordum, yapmaya çalıştığı çok asilceydi. Ama yanlış bir zamandı.

Yüzüme düşen bir tutam saçımı kulak arkama iterken gülümsedi. Ben de daha fazla uzatmamak için hemen karşılık verdim.

"Biraz sarsılmış görünüyorlardı ama eminim bu, babamın senin hakkındaki düşüncelerini olumsuz etkilemeyecektir."

"Hedefim de o zaten." diyerek güldükten sonra, "Sen bana kahve ikram ederken bir an seni istemeye gelmişim gibi hissettim, biliyor musun?" diye sordu. "O günü bir anlığına da olsa hayal etmek çok güzeldi."

Gözlerinden, aşağıda gördüğüm aynı bulut geçti. Sanırım anne ve babasının, o önemli an esnasında asla yanında olamayacağını hatırlamıştı.

"O yüzden sadece açık sözlü olmaya çalıştığımı bil. Senin gibi ben de aileni üzecek bir şey yapamam. Hele de şimdiden bana 'oğlum' diyecek kadar yakın davranan babana asla."

Arda'nın açık yüreklilikle söyledikleri nedeniyle konuşamayacak kadar duygulanmıştım. Bir yanım ona kızgınken, diğer yanım onu haklı çıkartacak düşüncelere tutunuyordu. Uzun süredir bir şey söylemediğimi görünce, elimi sımsıkı tutup devam etti.

"Hem az önce öyle kaçıp gitmeseydin, cümlemin devamında, evimi senin yeniden dekore etmeni istediğimi duyardın."

"Gerçekten öyle mi dedin?"

"Evet, orayı kendi zevkine göre döşemeni istiyorum. Her katını, her ayrıntısını."

Gözlerim bir an uzaklara daldığında o muhteşem köşkü düşündüm. İçindeki hatıralara zarar vermeden, aynı zamanda Arda'nın rahatça yaşayabilmesi için gereken tüm konforu sağlamak zevkli olurdu herhalde.

Ya da yıllar sonra beraber yaşayacağımız mutlu bir yuvaya dönüştürmek...

"Bu gerçekten hoşuma gider Arda."

İleride o güzelim köşkte Arda ile yaşamak eminim rüya gibi olurdu. Bunlar için önümüzde uzun bir zaman vardı. Oysa ben geleceği değil, sadece şimdinin, bu anın ve onu sevme heyecanının keyfini doyasıya yaşamak istiyordum. Onun için imasını anlamamış numarası yapmaya devam ettim.

"Gerçekten hoşuna gider mi?"

"Elbette gider ama neden ben?" Bu kadar ciddiyet yeter diye düşünerek hemen çocuksu muzipliğimi ortaya çıkardım ve, "Daha tecrübeli bir iç mimar bulabilirsin." diyerek gülüşümü saklar şekilde dudağımı büzdüm. "Sana profesyonel hizmet verebilmem için okulumu bitirmeme daha yıllar var sonuçta." Azıcık dokundurmanın zararı yoktu sanırım.

"Pelin sen ciddi misin yoksa benimle kafa mı buluyorsun? Deminden beri söylemeye çalıştıklarımı anlamamış olamazsın. Orayı dekore etmeni istiyorum çünkü seninle birlikte orada..."

Cümlenin devamını duymamak için bambaşka bir yola baş vurdum ve Arda sözünü tamamlayamadan ayağa fırladım. "Tabii ki kafa buluyorum, sersem şey." diyerek beni yakalayamadan merdivenlerden aşağı koşturdum.

Maskeli Baloda Sevdim (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin