9-Keşke

2.4K 383 52
                                    

Yatakta uyuyan kızının ipek saçlarını okşayarak gözlerini karanlık göğe çevirdi Ayşem. Bu pencerenin önünde bazen düş kurarak çoğunlukla da ağlayarak geçirdiği yıllar geçti gözünün önünden. Bu akşam yaşananları, Murat'ın yüzünü, araya giren zamanın sevdiği adamı eskisinden de yakışıklı bir erkeğe dönüştürüşünü... Zihnini saran düşünceleri kovmanın bir yolu yoktu. Murat hep Ayşem'in içindeydi, bundan sonra da öyle kalacaktı. Her yutkunuşunda boğazındaki düğüm olarak kendini hatırlatacaktı.

Gözlerini usulca kapatıp dizlerini karnına çektiği sırada açık olan pencereden içeriye esintiyle beraber temiz hava girdi. Perde havalandı ve Ayşem burnuna Murat'ın kokusunun dolduğunu fark ederek heyecanla gözlerini açtı. Rüya mıydı bu? Titreyen elleriyle tülü araladı ve gözleri sevdiğinin gölgesini buldu hemen. Elini ağzına götürerek dudaklarının üstüne bastırdı. Onca yıla, yaşananlara rağmen Murat tıpkı eskiden olduğu gibi bugün yine belki Ayşem'i görür diye nöbet mi tutuyordu? Birkaç dakika belki heyecanı diner diye bekledi fakat sonra kendine engel olamayarak tamamen açtı tülü. Murat da saklandığı köşeden çıkarak sokakta kendisini ona gösterecek şekilde dikilmeye başladı. Bu da Ayşem'i harekete geçiren şey oldu. Dolaptan aldığı hırkayı aynı odada uyuyan Betül ve Aylin'i uyandırmamaya özen göstererek üstüne giydi ve usulca açtığı kapıdan çıkıp sokağa, Murat'ın onu beklediği ıssız köşeye gitti.

Murat onu görür görmez kolları arasına alıp sarmamak, elin tutup götürmemek için kendisiyle mücadele etmek zorunda kaldı. Kısa bir an heyecanla, hasretle bakıştılar. İlk konuşan taraf Ayşem oldu.

"Buradasın..."

"Ben hep buradayım."

"Niye?"

"Çünkü ne arkamı dönüp gidebiliyorum ne de bu duvarı aşıp gelebiliyorum. Biliyorsun."

Başı önüne eğildi Ayşem'in, Murat elbette yıllardır burada durmuyordu ama bedenleri olamasa da ikisinin de gönlü buradaydı, sonunda ayaklarını da getirmişti işte.

"Ben sana şey için geldim." Yutkundu Ayşem dili söylemesi gerekeni söylemeyi reddediyordu. Gönlü razı değildi. "Git demek için..."

"Yapma. Bunu isteme benden. Gitsem de buradayım ben. Sen iyi değilsin. Ben buna razı geleyim?"

Genç kadın derin bir nefes aldı, yanağından bir damla yaş firar ederken adamın gözlerine baktı.

"Sen yapma, kabullen artık. Benden sana yâr olmaz. Daha fazla yaralama kendini."

"Derdim bu değil ki zaten benim. İsyan ettiğim de kendi kaderim değil. Kendini düşünmüyorsan kızını düşün. Size yardım edebilirim, izin ver."

Bu teklifi kabul etmesinin sadece daha büyük sorunlara yol açacağının bilincindeydi Ayşem. Bu yüzden yüzünde katı, soğuk bir ifadeyle baktı Murat'a.

"Edemezsin, insanın gücü öyle her şeye yetmez. Sormazlar mı sanıyorsun sen kimsin diye? Anlamazlar."

"Umurumda mı sanıyorsun? Seni de Aylin'i de alıp götürürüm buradan. İzinizin bulunmamasını sağlarım. Ana kız kendinize bir hayat kurun diye yardım ederim. O şerefsiz dövüyor seni belli. Çocuğuna da eziyet ediyor. Sen niye yıllardır susup buna katlanıyorsun?"

"Bunun bir seçim olduğunu mu sanıyorsun sen? Kız çocuğu o, babası kim belli değil derlerdi. Varsın benim namusum dillerine dolansın ama onu incitirdi. Ben evladım için ismimi temiz tutmak zorundayım. Ben yaşıyorsam sebebi Aylin, başkası değil."

"Ne yaşattılar sana? Neyle korkuttular seni? Ben varım diyorum, ben."

Son cümlesinde eliyle kendi göğsüne vurmuştu Murat. Bu hareket zaten kırık olan zırhını söküp attı Ayşem'in.

SAKLI KALAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin