yeni ev

52.1K 1.6K 1.8K
                                    

Kitapda yazım hataları olabilir, insanlık hali olarak. Buna çok takıntılı insanları kitabımda istemiyorum.

Lütfen hemen şimdi burayı terk etsinler, birde karakterin davranışlarını falan beğenmezseniz direkt okumayı bırakın.

Boşa yorum yapmayın, çünkü siz öyle yorum yapınca karakter değişmeyecek.

Saygılar efenim. ♡


İyi okumalar. 💎

Başladığınız tarihi yazar mısınız bebeklerim?

"Bu dersleri yarına yetiştirebilir miyiz haneul?" sıkıntıyla nefes verip içimi daraltan arkadaşıma çevirdim başımı. "Bilmiyorum ki ıseul, yani yapmak zorundayız. Ama yetişir o kadar zor değiller." diyip bunca ton ödevi nasıl yapacağımı düşünüyordum. Kendi kendime teselli etmeye çalışıyordum ama aklıma gelen bir ton düşünceyle isyan etmeye başladım.

"Birde ben taşınma aşamasındayım, nasıl yapacağım yaa." diye isyan edip ayağımı yere vurdum. Tam vaktiydi yani, sınavlar yaklaşıyor ve son yıllarım olduğu için oldukça sıkı çalışmam gerekiyordu. "Ah, sen taşınıyordun değil mi?" diyip gülümsedi ıseul. Kafamı sallayıp derin bir nefes aldım.

"Evet, kaldığım ev çok iyidi aslında." diyip omuz silktim. "Neden çıkıyorsun?" çok haklı bir soru, bir sor bakayım ben mi çıkıyorum? "Bebeğim evin sahibi amcanın oğlu dönüyormuş amerikadan. O oturacakmış evden, zaten kontratımız bitmişti." diyip kaşlarımı anlık kaldırıp indirdim.

"Anladım, artık yapacağız bir türlü." dediğinde mecburen başımı salladım. Kampüstün kafetaryasına inip birşeyler atıştırmaya başlamıştık, kampüst maymunlar cehennemi gibiydi, sesler beynimi ağırtmaya yetiyordu. Tanrım, asla ses kaldıramazdım.

Bu evim minik bir külübeydi, o nedenle ses olmuyordu etrafta. Apartman hayatı nasıl olurdu hiç bilmiyordum. Umarım rahat edebilirim. "Bu akşam dışarı mı çıksak beraber?" diye bir teklif sundu ıseul, çok vaktimiz var ya dışarı çıkalım.

"Beni elleme de, sen çıkacaksan çık." diyip ellerimi havaya kaldırdım. Halime göz devirip derin bir nefes almıştı. "Ya azcık dışarı çık hep evdesin." dediğinde şokla karşımdaki hiç bir şeyi beğenmeyen arkadaşıma baktım.

"Hiçte bile, gayette dışarı çıkıyorum." kendimi korumaya almıştım direk. "Ah haklısın, markete çıkmak dışarı çıkmaktan sayılıyorsa haklısın." diyip göz devirdi, asla bir şeyi beğenmezdi asla. "Ya zaten başka yere tanışınıyorum, zamanım yok." aklımı seveyim, tam yerinde geldi konuş be.

"İyi be, iyi. Bende çıkmıyorum, başka zaman artık." diyip önündeki kahvesini yudumladı. "Ya yeni evim buraya yakın en çok ona seviniyorum, diğer ev gibi iki otobüsle gelmeyeceğim." diyip ellerimi birbirine çarptım. "Aferin haneul'e alkışş." diyip anlık gülümsedi sonra suratını astığında, yüzümü ekşitip dil çıkardım.

"Hadi kalk kalk, ders başlar şimdi." diyip ayaklandım ve yürümeye başladım, oda benimle eşit olarak aynı yüzsüzlüğüyle ayağı kalkıp yürümeye başlamıştı.

~~

"Iseul seni sonra arayacağım şuan dardayım. Evi taşıyorum tamam mı?" diyip omuzumla başımın arasında zor tuttuğum telefonumla ve elimdeki koliyle apartmana girdim. Cidden bir yerlerindem terler akmıştı.

Asansöre binip koca binada 11 katı tıkladım, her katta 5 daire vardı sanırım. Katıma geldiğimde asansörden indim, yürümeye başlamıştım fakat fazla uzun sürmeden elimdeki iki parça tabak ve bardaklar. Yani kırılacak eşyalar kolisi yeri boylamıştı. Şaşkınca yerdekilere bakarken, bana çarpana bakmak için kafamı kaldırdım.

Bir erkek, muhteşem. Zaten kadın olsa beni görür ve dururdu, ama erkekler umursamazdır. "Hadi benim elimde koliler vardı ben sizi görmedim, siz beni nasıl görmediniz de çarptınız acaba?" diyip ellerimi belime koydum, ağlamaklı ve sinir dolu yüz ifademle karşımdaki gence bakıyordum.

"Kusura bakmayın, elimde telefonum vardı." diyip gülümseyince iyice sinirlenmiştim. "Komik değil." diyip ciddiyce konuştuğumda tebessüm edip omuz silkti. "Sinirlenme, bedeli neyse öderim." diyince derin bir nefes aldım. İnsan bir özür diler be özür.

"Peki, gerek yok. Bir daha sizi görmesem bana yeter." diyip yerdeki kutuları tekrar elime alıp daireme ilerledim. O'da asansöre binip katı terk etmişti. Helal valla, genişliğine diyecek birşey bulamıyorum.

~~

Eve yerleşmiştim sonunda, herşey tamamdır. Şimdi ders çalışabilirdim, tanrım ne kadar güzel sessizlik. Ellerimi iki yana kaldırıp gözlerimi kapadım. Sessizlik mükemmel bir detaydı gerçekten.

Odama geçip ders çalışmaya başladım, fakat uzun sürmemişti. Açmaz olaydım şom ağzımı, yan evden baya bir ses gelmeye başlamıştı çünkü. Hatta baya gitar ve piyano sesi falan geliyordu, şarkı sesi hat safa zaten. Bu duvarlar neden ses geçirmez değiller?

Aklımı derse vermeye çalıştım fakat olmuyordu, yani neden? Derse aklımı veremiyordum, bu sesler beynimi aşırı rahatsız ediyordu. Kitabı hızla kapayıp yatağıma yattım. Evet yarın erkenden çalışabilirdim, erken yatarsam erken kalkabilirim sonuçta.

Yatağa girdiğimde hala sesler gelmeye devam ediyordu, tanrım bir susmaz mı bu lanet sesler. Yastığı kulağıma bastırdım fakat hala ses geliyordu, hatta yastık bir halta yaramıyordu. En sonunda kalkıp yandakilerden rica edip sesi kısmalarını isteyecektim. Umarım anlayışla karşılarlar tanrım.

Anahtarımı alıp evden çıktım, yan dairenin kapısına gidip derin bir nefes aldım, lütfen arıza birisi olmasın tanrım lütfen. Elimi kaldırıp kapıya tıkladım fakat duymamışlardı sanırım çünkü açan olmadı. Bu sefer zile basmıştım, başımı eğip kapının açılmasını bekledim. Sesler kesilmişti sanırım zili duydu.

Kapı açıldığında kafamı kaldırıp karşımdaki bedene baktım, bakmaz olaydım. Bu sabah bana çarpan adamdı, tanrım lütfen yan dairemde bu adam oturuyor olmasın lütfen. "Buyrun?" diyip kaşlarını anlık kaldırıp indirdi, dudaklarınıda düz bir çizgi haline getirip gerdi. "Ders yapmam lazm ve sizin evinizden ölesiye ses geliyor, rica etsem sesi keser misiniz? Konsatre olamıyorum dersime." diyip nazikçe konuştuğumda dudaklarını bir birine bastırıp olumsuzca başını sağa sola salladı.

"Malesef, bu da benim işim." diyip kafasını bir o yana bir bu yana saladı, kafası kopasıca. "Umrumda değil, kes şu sesi." sinirle konuştuğunda gülümseyip kaşlarını havalandırdı. "Hey, sakin olmalısın." diyip elini uzattı. "Ben jungkook. Jeon jungkook." diyip kendini tanıttığında sinirlerim iyice bozulmuştu.

Birşey demeyip sinirle evime geçtim, cidden salak-salak. Ben nasıl uyuyacağım bu seste şimdi, ah tanrım. Uyku ilacı, umarım yarın okula kalkabilirim. Şuan uyku ilacına çok ihtiyacım var, yoksa bu seste hayatta uyuyamazdım. Manyak adam saat kaç olmuş müzik çalıyor.

Mutfağa gidip yeni uyku haplarından alıp bir tane içtim, yatağıma geçip yatar pozisyona geldim. Bir an önce uyumayı istiyordum.

Bölüm sonu!

Yeni bir kitapla karşınızdayım, yine ne yazacağım hiç bilmiyorum. Ama yapacağım bir şeyler. Lütfen oy ve yorumlarınızı esirgemeyin. Sizi seviyorum! ❤

apartment 55 ° jjkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin