sıkı tutun

158 24 21
                                    

김유겸✿

"Abi, merhaba!"

Bambam, ellerimi kelepçelemiş başımda dikilen adama seslendiğinde kaşlarımı kaldırdım. Polis, az öncekine nazaran daha tatlı bir tavırla Bambam'i kucakladı sıkıca ve güldü.

"Özledim seni kardeşim."

"Bam..." Boğazımdaki yumru yüzünden güçlükle mırıldandım. Bana dönen, endişeden uzak bakışları gülümsemesiyle içimi pek de rahatlatmıyordu açıkçası.

"Abi, Yugyeom benim arkadaşım. Evi alt katımızda, sık sık gidiyorum, Jungkook onun eski sevgilisiydi, uzun zaman önce ayrıldılar."

Şüpheyle bana dönen polis bir süre düşündükten sonra sıcakkanlı bir şekilde kardeşinin kolunu sıvazladı. Garipçe o profesyonelliğinden sıyrılmamıştı.

"Meraklanma, birazdan bırakırlar. Üzerinde sadece Jeon'un parmak izleri var. Suçu üzerine atmak için önceden yapmış olmalı ancak çoktan tutuklandı."

"Nerede?" Bir saniye bile düşünmeden çıkardım bunu. İçimi yiyip bitiren soruları cevaplandırmak zorundaydım. Onu anlamak zorundayım yoksa beynimi kemirip duracaktım.

"Kaçtı."

"Bay Kim, serbestsiniz."

Bu sırada yanımıza gelen başka bir polis kelepçeleri açtı, sorgu odasının önündeki küçük oturma yerinden kaldırdı beni.

"Gidelim, Yugyeom-ah." dedi Bambam.

"B-Bekle..." Başka bir işle meşguliyetini yönelten abisine döndüm, kardeş oldukları için bir garip hissetmiştim başta; gerçi bu çekinmem için bir sebep değildi.

"Nasıl kaçtı, bulunamadı mı henüz?"

"Yugyeom-ah, hadi."

"Bekle diyorum ya-"

"O bir katil!" Kolumdan çekiştirmeyi kesti ve tükürürcesine dile getirdi bunu. Sesini yükseltmesine miydi şaşkınlığım yoksa bu ithamına mı bilemiyordum.

"O katil değil."

"Arkadaşını öldürmüş. Arkadaşına işkence etmiş ve hala diriyken, çuvalla uçurumdan atmış."

"Yanlış anlaşılmış olmalı, Bambam. B-Bu kadar ileriye gidemez."

"Yürü." Sıkıca tuttu kolumdan ve dışarı çıkana kadar bırakmadı beni. Sinirle, telefonunu çıkardıktan sonra birini aradı.

Sabırsızlıkla ayağıyla bir ritim tutuyordu, dünkü Bambam ile çakışıyordu bu hali. Keyfinin neden bu kadar bozuk olduğunu anlayamadım.

"Felix. Aracı almadın değil mi?.. tamam, tamam geliyoruz."

"Nereye?"

Pembe saçlarının dibi gelmişti çoktan. Siyah dağıtan saçları karışmıştı diğer renkle ve öncesine nazaran daha havalı görünüyordu.

"Acelemiz var Yugyeom-ah. Benimle gel."

Elimden tuttu, parmaklarım onunkiler arasında kayarken sorgulamayı bir kenara ittim. Hava karanlıktı ve olay çıkarmak istemiyordum.

𝙸𝚗𝚎𝚏𝚏𝚊𝚋𝚕𝚎Where stories live. Discover now