yeni yıl

171 27 28
                                    

임개범

"Youngjae'nin tedavi olabileceğini söyledi."

Tatlı buharın tüttüğü bardağın kavisinde gezdirdiği parmağı duraksadı ben bunu söyleyince.

"Dur bir saniye. Az önce doktorların onun tedavi edilemeyeceğini söylediğini söylemiştin."

"Bu Jackson Wang, en iyi sen bilirsin. Bana o olmadan asla Youngjae'nin iyileştirmeyi başaramayacağımı söyledikten sonra istesem de paramın karşılayamayacağımı söyledi."

İnanamazcasına salladı başını.

"Youngjae'nin sigortası yok. Bunun altından kalkmamız mümkün değildi."

"Sen de aptal gibi nerede kaldığınızı ona söyledin, değil mi?"

"Bilmiyorum, ben... Ona tam olarak nerede kaldığımızı söylemediğime eminim. Yine de sarhoş akla ne kadar güvenilir bilemem."

Her türlü istediğini elde edecekti zaten.

"Hem onu iyileştirecekti, ben yapamazdım." dedim geçiştirmek istercesine. "En önemlisi sağlığı değil mi?"

Bir şey söylemedi üzerine. Kahvesinden bir yudum aldı ve masaya koydu, bacak bacak üstüne attı.

"Yani yolu düşmüş buraya Wang'ın, onun eczaneden çıktığını gördün ve ko-"

"Baekhyun, ilgin için teşekkür ederim ancak sanırım artık işimizin başına dönmeliyiz."

"Anlamıyorum, hayır." Kaşlarını çattı.
"O kadar aptal değilim, konunun parayla ilgili olmadığını biliyorum. Sırf senim müvekkilin olmak için haftalardır seni arıyorum. Aptalın teki olsay-"

"Baekhyun!" çıkıştım. Kaba bir şekilde hemde, histerik bir gülüş bıraktı ve kabullendi sonunda. "Aşıksın ona." mırıldandı. Bir şey söylemedim.

O gerçekleri yüzüme vururken yalnızca gözlerimi yummak geldi elimden.

Annemin saatler önce bıraktığı öğle yemeğini masamın üstünden kaldırarak arkadaki tezgaha koydum.

Byun Baekhyun tam bir felaketti.

"Wang'a dönelim." Sandalyesinde dikleşti ve sırıttı.

"Onu alaşağı edeceğiz."

Edeceğiz, etseydik; biz...

Önce o beni darmadağın etti.

2 gün sonra, biz Baekhyun'un dosyası üzerinde çokça yol katettiğimizde ve kutlamak için akşam yemek yemeye sözleştiğimizde gördüm onu; tekrar.
Davayı dolandırıcılık sebebiyle açıyorduk, kazanması zor değildi bunu.

Ancak derine indikçe şirketin foyaları ortaya çıkıyordu, bende kaosa doyamıyordum işte.

Hava soğuktu, kar yağmıştı önceden ve gece boyu yağış devam edecekti. Sıkıca giyinmiş ve kıyafetlerime sarınmıştım.

Meksika restoranından yer ayırtmıştı, normalde onu gördüğümden daha günlük bir kıyafetle çıktı karşıma o gün.

𝙸𝚗𝚎𝚏𝚏𝚊𝚋𝚕𝚎Onde histórias criam vida. Descubra agora