12| Roller Coaster

4K 357 290
                                    

Sonunda hafta sonu gelmişti.

Evde kalıp tüm gün anime izleyeceğimi düşünerek mutlu olduğum anda, mutluluğumu bozan odamın kapısını açan Taehyung olmuştu. Odama girdiği gibi yatağımın üstünde uzanan bedenime doğru koşmuş ağırlığını umursamadan üstüme atlamıştı. Bense birkaç dakika önce kadar sevinçle bilgisayarımı açarken şimdi dolaptan kıyafet seçiyordum.

Taehyung ise çok önceden hazırlandığı için açık bilgisayarımda oynamaya devam animeyi izliyordu. Oysa benim istediğim şeydi.

"Çocuk çok yakışıklıymış, keşke gerçek olsa." Kafamı ekrana uzattığımda sevmediğim karakterle burun buruna gelmiştim. Gözlerimi kısarak Taehyung'a döndüğümde şirin bir gülümseme ile saçlarını karıştırmıştım. "Sen daha yakışıklısın." İltifatıma karşı teşekkür etmek yerine sinirle çığlık atmıştı. "Saçlarımı bozdun Jimin!" Bilgisayarı kenara bırakmış banyoya koşmuştu. Bense arkasında kalmış şaşkın bakışlarla banyoya koşan Taehyung'u izlemiştim.

Yatağın üstüne koyduğum siyah pantolonu giymeden önce bacaklarımı kilolu gösteren eşofmandan kurtulmuştum. Pantolunu giydiğim anda odaya giren Taehyung ile göz göze geldiğimde elime aldığım siyah tişörtü fark etmişti. "Dışarısı çok güzel ve seni gördüğüm anda moralimin bozulmasını istemiyorum," demişti elimde tuttuğum tişörtü aldığında. Tişörte dünyanın en iğrenç şeyi gibi bakmış odanın bir köşesine fırlatmıştı.

Dolaba ilerlediğinde istemesemde seçtiği şeyi giyeceğimi bilerek umutsuz bakışlarla onu izliyordum. Taehyung bugün diğer günlere göre daha neşeliydi. Dün onun evinde kalacağımı söylemişken annemin isteğimi reddetmesiyle planımız bozulmuştu. Taehyung da birbirimizi sabah görmüş olmamıza rağmen beni özlediğini söylemiş ve görüntülü aramıştı. O kadar çok saçmaladık ki bir ara Taehyung elinde meyve suyu kolisiyle yatağına uzanmıştı. Hoseok'un ona hediye ettiği -büyük- kolideki meyve sularının yarısını bitirmiş yarım saat kadar tuvalette kalmıştı. Bense tuvaletten çıkana kadar konuşmayı kapatmamış en sonunda uyuyakalmıştım.

"Of hiç renkli bir şeyin yok mu senin?" Gözüyle odayı taradığında annemin sabah odama bıraktığı kıyafet sepetini görmüştü. Sepetin içindeki abimin bana hediye niyetine verdiği pembe kazağı yüzüme tutmuş, "Bunu giy!" demişti. Yüzümü buruşturarak kazağı itmiştim. "Giymeyeceğim Tae," diye söylenmeyi de es geçmemiştim.

"Giyeceksin!" dedikçe ben de inatlaşıyor, "Giymeyeceğim!" diyerek bağırıyordum.

Giymeyecektim.

Giymiştim. Kazağı bana zorla giydirmişti!

Lunaparkın girişine geldiğimizde beş dakika geçmeden Yoongi ve Taemin'de gelmişti. Gözlerim endişeyle Hoseok'u ararken hemen arkalarından koşarak yanımıza ulaşmıştı. Yoongi'den önce Hoseok yanıma yaklaşmış kolunu omzuma atmıştı. "Nasılsın Jiminie?" En güzel gülüşünü sunmuştu bana. O böyle güzel gülerken istemsiz benimde dudaklarım yukarı kıvrılmıştı. "Sayende günüm aydı, Hobi." demiştim kollarımı beline dolarken.

Taemin de kolunun birini Yoongi'nin omzuna yerleştirirken diğer koluyla Taehyung'u yanına çekmişti. "Girelim artık!" diye sızlanan Taehyung ile içeri girmeyi başarmıştık.

"İlk neye biniyoruz?" Hoseok'un sorusuyla Taemin sevinçle bize dönmüştü. "Roller Coaster!" Hoseok aldığı cevapla arkama geçmiş titrek bir sesle söylenmişti "Ben ona binmem!" Taemin bu cevabı duyacağını biliyordu. Yine arkadaşının sınırını zorlamak istemişti. "Birileri korkuyor mu yoksa?" Hoseok cevap vermek yerine görünmemek için hafif eğilmişti.

lil meow | yoonmin (devam etmiyor) Where stories live. Discover now