lil meow | yoonmin (devam etmiyor)

11| wonder

"Bayan Mina yine formunda," demişti Taehyung dolabını sertçe kapattığında. "Sürpriz sözlü yaptığına inanamıyorum!" Diğer tarafta Hoseok'ta pek mutlu görünmüyordu. Eline aldığı ders kitabına sanki dünyanın en iğrenç şeyiymiş gibi bakıyordu. "O kadın benden nefret ediyor diyorum inanmıyorsunuz. Listeden rastgele seçeceğim dediğinde ismim parmağının yetişebileceği en uzak yerdeydi. Yine de beni seçti!"

Taehyung'da katılmıştı ona. "Senin arkandan da beni seçti ama! Hayır bir de sorduğu soruya internetten baktım, bulamadım. Soruyu ona sorsalar bilemeyecek gelmiş bir de bize soruyor!"

Bense onlara göre daha şanslıydım. İsmimi okuduğunda kurtarıcım olan zil sesi sözlüden yırtmamı sağlamıştı.

Taehyung ile Hoseok Bayan Mina'yı çekiştirirken ne zaman geldiğini göremediğim Jungkook Taehyung'un kolunu tuttuğu gibi kendine çekmişti. Taehyung ani hareket yüzünden Jungkook'un göğsüne çarptığında neler olduğunu kavramakta gecikmiştim. "Neden mesajıma cevap vermedin? Nasıl korktum haberin var mı?" Jungkook'un hiddetli sesi koridorda yankılanırken bulunduğumuz alandaki insanların gözü onlara dönmüştü.

Bakışlardan rahatsız olmuş Hoseok'un arkasına saklanmıştım. Hoseok ise kaşlarını çatmış ellerini yumruk yapmıştı. Bayan Mina'ya olan sinirinin geçtiğini düşünürsek kime böylesine sinirlendiğini anlayamamıştım.

"Benim için mi endişelendin?" demişti zar zor kendine gelen Taehyung. "Evet," Jungkook onu anında yanıtlamıştı. "Dün kendine bir şey yapmadın değil mi?" Daha sonra yüzünü incelemişti. Hoseokla onlara şaşkınlık dolu ifadelerle bakarken Taehyung dikkatimi çekmişti. Taehyung tepki vermiyordu.

"Ben iyiyim Jungkook," sesi sert çıkmıştı. Jungkook'u kendinden uzaklaştırdıktan hemen sonra tekrar konuştu. "Merak etmen bile oldukça şaşırtıcı." Jungkook anında kaşlarını çatmıştı. "Ne diyorsun Taehyung? Beni tanımadan kendince yorum yapma."

Kavga çıkarsa Hoseok'u öne atarım. Taehyung kenardan kaçar onu oradan uzaklaştırırım. Hoseok Jungkook'u bir güzel döver.

Planımı halletiğime göre gerisi onlarda.

"Nasıl biri olduğunu az çok biliyorum Jungkook. Birisini tanımadan boş laf edecek biri değilim." Taehyung'da altta kalmamıştı.

"Şifreli konuşup durma, seni anlayamıyorum." Jungkook Taehyung'un kolunu tutmaya çalıştığında Taehyung saniyesinde kolunu çekmişti. "Dedektif olmak istediğini söylemiştin. Öyleyse çözmekte senin elinde." Çalan zille birlikte Taehyung birkaç adımla Jungkook'tan uzaklaşmıştı. Jungkook ona ulaşmak için elini uzattığında Hoseok öne geçerek Jungkook'un kolunu yakalamıştı.

Onları orada bırakıp sınıfa koşan arkadaşımı takip ettiğimde kavga çıkmaması için dua etmiştim. Sınıfa girmemizle birlikte Bay Kim peşimizden içeri girmişti. Ders esnasında gözlerim saatle kapıya kayıp dururken Hoseok'un gelmesini bekliyordum. Taehyung'da endişeli bakışlarla bana bakıyordu. Ve Hoseok derse hiç girmemişti.

※

Zilin çalmasıyla birlikte Taehyungla koşarak sınıftan ayrılmıştık. Hoseok'un gidebileceği her yere bakmış onu bir türlü bulamamıştık. En sonunda Taehyung'un aklına gelen yer olan spor salonuna uğramıştık. Hoseok'u tam da salonun tribününde bulmuştuk. Bir yandan taktığı kulaklıklarla müzik dinliyor bir yandan da -tahminim üzerine- oyun oynuyordu.

Müzik dinlemesini ve oyun oynaması bölen şey Taehyung'un ona arkasından sarılması olmuştu. Kulaklıklarını çıkarıp şaşkınlıkla boynunu saran kollara tutundu. O sıra da ben de yaklaşmış onları büyük bir gülümseme ile izliyordum.