5| Mrs. Mina

4.9K 455 231
                                    

"Bak bu var ya," Hoseok yaslandığı dolapta dururken parmağıyla Taehyung'u göstermişti. "Hani şu çocuk," dedi parmağını oynatırken. Bense cümlesini tamamlamasını bekliyordum. "İsmini söylemeyeyim baş harfi Kim Taehyung." Taehyung hemen karşımızda dudaklarını büzerken yaptığı hareketlerin hiçbiri kızgın Hoseok'a işlemiyordu. "Bu aptal yüzünden ceza sürem iki katına çıktı. Hayır anlamıyorum, niye gidip Bay Kim'le konuşup ikimizi kurtarmaya çalıştım ki!"

Hoseok kolay kolay sinirlenen biri değildir. Onu şu hayatta sinir edebilecek iki insan vardır:

1- Kim Taehyung. Biliyorum, şaşırmadınız. Taehyung Hoseok'u sinirlendirmekte tam bir ustaydı. İşini nasıl yaptığını sormayın, bana da söylemiyor.

2- Bayan Mina. Okulda sevmediği ve yaptığı ayrımcılıklar yüzünden sinir olduğu bir öğretmendi. Bayan Mina'nın her sınıfta iki grubu bulunuyordu. Bunlar;

Çiçekler.

Tembel tenekeler.

Çiçekleri olarak adlandırdığı grupta ki öğrencilerini aşırı severdi. Onların hatalarını görmezden gelir, sadece o grupla ilgilenirdi.

Tembel tenekeler olarak adlandırdığı grubu kötü görmeyin. Aslında çok çalışkan öğrenciler de bulunuyor bu grupta. Her ne kadar çalışsalar da Bayan Mina onları hep ezerdi.

Eh maalesef Hoseok, Taehyung ve ben de tembel tenekeler grubuna dahildik.

İşte Hoseok bu nedenden ötürü Bayan Mina'ya sinir olurdu.

Birkaç adımla Taehyung'un yanına ulaşmış yanaklarını ellerim arasında sıkıştırmıştım. "Dün ne yaptın Tae? Bak söyle, söz kızmayacağım."

Taehyung anında konuşmuştu. "Dün Hoseok'tan kopya çektiğimi Bay Kim'e söyledim. Hoseok'ta bizi kurtarmak için benden 5 dakika kadar önce Bay Kim'le konuşmuş. Söylediği yalanı yakalayan Bay Kim'de beni eve gönderirken Hoseok'a fazladan ceza vermiş."

Bu ikisini gerçekten de anlamıyordum.

Koridorda öğrenci topluluğunun arasından geçen bedenle Taehyung kolumu kavramış ve heyecanla sıkmıştı. Kolumun acısıyla Taehyung'a sinirli bakışlarımı sunarken o bunu pek de umursuyor gibi görünmüyordu. Jeon Jungkook etkisi bu olsa gerek.

"O mükemmel görünmüyor mu?" demişti aşık çocuğumuz. Jungkook Hoseok'un yaslandığı dolabın yanında ki kapağı açtığında Taehyung arkadan sevdiğini izliyordu. "Her şeyiyle mükemmel!" demişti bu defa. Sesi biraz fazla çıkmış olacak ki dediğine Jungkook'da kulak kesilmişti.

Jungkook dolabın kapağını kapattığı gibi arkasını dönmüş bize bakıyordu. "Mükemmel olan ne?" Hoseok ile fırtına öncesi sessizliğini hissederken Taehyung'un saçmalamamasını diliyorduk.

Tabiki de dileğimiz öylece çöpe atılmıştı.

"Sen- yani sensin. Hayır bekle, bunu söylemeyecektim! Havalanma sakın, mükemmel değilsin, tamam mı? Sadece biraz fazla müke-" Taehyung'u sarsmam sonucu konuşmayı kesmişti.

Jungkook önce şaşkınlıkla Taehyung'a bakarken duyduklarıyla tavşan dişlerini göstererek gülümsemişti. "İltifatın için teşekkür ederim Taehyung," diye mırıldandığında gülümsemesi kaybolmuş, eski şaşkın haline dönmüştü. Taehyung'a yaklaşırken parmağıyla onun yüzünü işaret etmişti. "Yüzüne ne oldu senin?"

Hoseok aralarına girmiş, Jungkook'un kolunu yakalamıştı. "Dostum ona biraz daha yaklaşırsan sonucunda hiç iyi şeyler olmaz," demişti uyarıcı bir sesle. "Yerinde olsam koşarak uzaklaşırdım."

lil meow | yoonmin (devam etmiyor) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin