"Ailem aslında pek sevgi gösteren biri değil bu yüzden bazen ufak bir sevgi gösterisinde bile utanıyor olabilirim," dudaklarını büzerek söyledikleriyle ona daha sıkılmamı sağlamıştı.
Yoongi ile eski anılarımızı birbirimize dökerken onu daha iyi anlamaya başlamıştım. O gerçekten mükemmel birisiydi.
Evde sadece ikimiz vardık ve şu an onun yatağında uzanmış birbirimize sarılıyorduk. Arada kızaran yüzünü gördükçe gülmek istiyordum.
"Ama artık bana alışman gerek Yoongi," demiştim şirince gülümseyip. "Sonuçta artık benden bolca sevgi göreceksin." Alnına öpücük kondurup geriye çekilecekken dudakları dudaklarıma değmişti. Ani hareketle alt dudağımı ısırmış ve sertçe öpmüştü. Şaşkınlıkla bir süre karşılık veremesem de kendimi toparladığımda ona eşlik etmiştim. Dudaklarımız birbirinden ayrılmamışken elleri tişörtümü çekiştiriyordu. Onu durdurmak ve uzaklaşmak istemiyordum. Onun hep tam yanımda olmasını istiyordum. Bu yüzden parmaklarımı saçlarına gönderip hafifçe sıktım. O ise dudaklarımızı yavaşça ayırmış ve nefes almayı düşünmeden kızarmış dudaklarıyla boynumu öpmüştü.
Yoongi'yi ilk defa böyle gördüğüm için doğru düzgün tepki veremesem de artık bazı şeylerin değişmiş olması mutlu etmişti. Benden yavaşça ayrılmış ve kollarını tekrar belime dolamıştı. Sarılışına karşılık verip kıkırdamıştım. "Jimin-ah," demişti eşsiz sesiyle. İsmimi ondan duymak en güzeliydi. "Senin yanında olduğum sürece alacağım sevgilere alışacağıma söz veriyorum ve," tek eliyle gözlerimin önüne düşen saçlarımı geriye itti. "Sana aynı şekil karşılık vereceğim."
Dedikleriyle gülümsemiş onu sıkıca sarmıştım. O kadar sıkı sarılmış olmalıyım ki bir ara nefes alamadığını söyleyip bağırmıştı.
"Sen delisin," diye söylendi. Bense hızlı bir cevap vermiştim. "Sana deliyim."
Her ne kadar alışacağını söylese de ani sözlerim onu utandırıyordu. Yanakları hafif kızarmışken burnuma öpücük kondurmuştu.
Taehyung ve Hoseok ilk defa bizi yalnız bırakmayı seçmiş ve beraber dışarı çıkmışlardı. Bu yüzden bu andan yararlanıp evde birlikte vakit geçirmiştik. Beraber kek yapmış ve film izlemiştik. Tabii kek kısmı tam bir faciaydı. Yoongi'yle uğraştığım esnada ikimiz de fırında pişen keki unutmuş ve en son çıkan duman ve kokudan dolayı her şeyin farkına varmıştık. Mutfak dumandan görünmez bir hale gelmişken zar zor keki çıkarmış ve fırını kapatmıştık. Kek ise çoktan yanmış ve yenilmez hale gelmişti.
Biz de kek isteğimizi hazır kek alarak gidermiştik.
Şimdi ise Yoongi'nin odasında onun geniş yatağında birlikte uzanıyorduk. Aniden çalan telefonla ikimiz de irkilmiş yattığımız yerden kalkmıştık. Yoongi kaşlarını çatarak ve mırıldanarak telefonu açmıştı. Telefonu açtıktan bir süre sonra bakışlarını bana çevirmiş ve telefonumu göstermişti. Telefonumu elime aldığımda bizimkilerin beni art arda aradığını görmüştüm. Telefonum sessizde olduğu için hiçbir şekilde aramalarını görmemiştim.
Sinsice gülümseyip arayanların bizimkiler olduğunu bilerek aniden Yoongi'den telefonu alıp aramayı sonlandırmıştım. Yoongi şaşkınlıkla sebebini soracakken konuşmasına izin vermeden üstüne atlamıştım. Dudaklarına ufak bir öpücük kondurup, "Onları boşver ve sadece benimle ilgilen," demiştim dudak büzerek.
Çocuksu halime gülümseyip kafasını sallamıştı. Bir süre sonra kollarında olduğum için mayışmış ve kokusuyla uykuya dalmıştım.
***
Saatler sonra iki farklı ses işittiğimde uykum bölünmüştü. Gözlerimi açmak istememiş yanımdaki bedene kaçıp sarılmıştım. "Bakar mısın hala bizi takmıyorlar," tanıdık sesle aniden gözlerimi açmış ve karşımızda bizi kesen Taehyung ve Hoseok'u görmüştüm. Söylenerek geri gözlerimi kapatmak isterken Yoongi de sese uyanmış ve hafifçe bana dönmüştü. Kıstığı gözleriyle kalkmakta zorlanarak en sonunda sırtı geri yatakla buluşmuştu.
DU LIEST GERADE
lil meow | yoonmin (devam etmiyor)
Fanfiction[yoonmin] "Yapmanı istediğim şey," dedi Taehyung çaprazında ki kapıyı parmağıyla gösterirken, "O kapıdan geçen ilk kişi ile tanışman." Yemekhanenin kapısı açıldığında Jimin ve arkadaşlarının bakışı içeri giren bedene döndü. Min Yoongi gergin bir şek...
