((18))

294 30 45
                                    

       Çalan iğrenç alarm ile Hyejin yavaşça gözlerini açtı. Aniden başına giren ağrı ile gözlerini kapattı. Elini hızlıca yana savurdu. Gelen inleme ile gözlerini açtı.

     Moonbyul yanağını tutuyordu. Dudağını ısırarak yattığı yerden kalktı ve koşarak lavaboya gitti. Kapıyı kilitleyip kulağını kapıya yasladı. Ses yoktu.

     Hızlıca elini yüzünü yıkadı. Saçlarını düzeltti. Aynadan kendisine baktı. Gözleri şiş ve kırmızıydı. Hafif makyaj yapıp dikkatli bir şekilde lavabodan çıktı.

     Moonbyul'un odasına girip Moonbyul'un yedek okul kıyafetlerini giydi. Moonbyul'da odaya girip kıyafetlerini giyindi.

      Hyejin eğilerek Moonbyul'un yanağına baktı. Hafif kızarmıştı. Dudaklarını birbirine bastırıp gülmesini tuttu.

     Moonbyul kahvaltı hazırlarken Hyejin dünü hatırlamaya çalışıyordu. Ama hiç bir şey hatırlamıyordu. Bardaki kız dışında.Kafasını masaya koyup ovaladı. Hafif bir ağrısıs vardı.

    Moonbyul hazırladıklarını masaya koydu. Beraber kahvaltı ederlerken Hyejin sonunda dayanamayıp sordu.

    "Moon bir şey diyeceğim."
    "De Hyejin de."
    "Dün ne oldu? Ben hiç bir şey hatırlamıyorum." Hyejin sözlerini bitirince Moonbyul kahkaha atmaya başladı.

     "Gerçekten hatırlamıyor musun?"
     "Evet. Ne var bunda. Ne oldu ki. "
     "Söylemiyeceğim. Kendin bul."
     "Ya. Moonbyul. Ne oldu?"
     "Bunu yanağımı kızartmadan önce düşünecektin. Hem okula gidince anlarsın. Kalk hadi otobüsü kaçırıcaz."
     "Çok gıcıksın Moonbyul." Dedi ve beraber evden çıktılar. Son anda otobüse yetişip bindiler.

     Moonbyul Yongsun'u görünce dün yaptıkları aklına gelmişti. Ve utanmıştı. Yongsun yere bakan Moonbyul'u görünce gülümsedi.

    Sırf onu görebilmek için her gün aynı saatte biniyordu. Ama bazı günler göremiyordu. İster istemez yüzü düşüyordu. Ama bu gün o gün değildi.

     Yüzündeki kocaman gülümseme ile Moonbyul'a baktı. Ne zaman girmişti hayatına. Ne zaman bağlanmıştı bu kadar.

     Moonbyul yavaşça Yongsun'un yanına yaklaştı. Ellerini oynatarak 'Günaydın' dedi. Yongsun'da gülümseyerek karşılık verdi.

     Yongsun Moonbyul'a dikkatle bakınca yanağındaki kızarıklığı farketti. Elini yavaşça Moonbyul'un yanağına koydu. Moonbyul Yongsun'a baktı. Gözleri yanağındaydı. Dudaklarını büzmüş yanağını okşuyordu.

     "Ne oldu yanağına."
     "Önemli bir şey değil. Yanlışlıkla oldu."
     "Kim yaptı?"
     "Hyejin." Yongsun gözlerini kısarak Hyejin'e baktı. Hyejin anlamsız bakışlarla ikisinede bakıyordu.

     "Sabah yanlışlıkla eli çarptı. Uyku sersemliği."
     "Siz beraber mi uyudunuz?"
     "Evet."
     "Anladım " Yongsun'un yüzü düşmüştü. Moonbyul hafifçe omzuyla omzunu dürttü. Yongsun kafasını kaldırıp gülümsedi. Hyejin hala ikisine bakıyordu.

     Konuşmuyorlardı. Ama bir birlerini anlıyorlardı. Kıskandı. Acaba kendisi ne zaman Wheein ile bu kadar yakın olacaktı. Kafasına giren ağrı ile düşüncelerini kenara bıraktı.

     Durağa yaklaşmışlardı. Hyejin düğmeye bastı. Yongsun Moonbyul'un koluna dokunup ona dönmesini sağladı.

     "Okul çıkışı işiniz var mı?"
     "Hayır yok. Neden ki."
     "Şey düşündüm. Bizim kızlar, siz falan birşeyler yaparız."
     "Tamam bize uyar. O zaman ben sana mesaj atarım."
     "Tamam."
     "Görüşürüz."
     "Görüşürüz." Otobüs durunca otobüsten indiler. Moonbyul kolunu Hyejin'in omzuna atıp beraber yürümeye başladılar.

SESSİZ AŞK ✅Where stories live. Discover now