((10))

381 28 55
                                    

     Gözlerimi açmadan olduğum yerde esnedim. Bugün hafta sonuydu. Sevinsem mi üzülsem mi bilemedim.

    Uyuyan Hyejin'e bakıp burukça gülümsedim. Burnuma güzel kokular gelince kalktım ve mutfağa ilerledim. Hyejin'in büyüknnesi -benimde büyükannem sayılırdı- kahvaltı hazırlıyordu. Arkadan sarıldım ve yanağını öptüm.

     Bana baktı. Gülümsedi.

     "Günaydın kızım. Akşam geldiğini haber verseydin. Koltukta uyumuşsunuz ikinizde."
     "Günaydın. Boşver büyükannem. Uyandırıp ne yapacaktık. Alışkınık biz."
     "Sen öyle diyorsan güzel kızım. Hadi şimdi koş Hyejin'i kaldır bakalım."
     "Tamam büyakanne. Hemen geliyoruz."

     Büyük bir gülümseme yollayıp içeri girdim. Koşarak Hyejin'in üstüne atladım. Atlamamla beraber Hyejin havaya fırlamıştı ve etrafa boş boş bakıyordu. Beni görünce yerdeki yastığı alıp kafama attı.

    Gelmekten tutamamıştım. Ve burnum acıyordu. Gülmeyi kesip burnumu ovaladım. Bu sırada Hyejin gülmeye başladı. Kafasına arkadan gelen terlik ile de bu sefer o kafasını ovalamaya başladı.

     Hyejin'in büyükannesi terlik fırlatmıştı.

     "Hadi kızlar. Soğutmayın yemekleri. "
    "Tamam büyükanne." Hyejin ayağa kalkıp lavaboya gitti. Arkasından baktım. Onu mutsuz görmek canımı acıtıyordu. Derin bir nefes alıp ayağa kalktım.

     Hızlıca mutfağa gidip masaya oturdum. Hyejin'de gelince yemeğe başladık.

     Kahvaltı bitince masayı topladık. Hyejin hala asık suratıyla evde geziyordu ve bu beni sinirlendirmeye başlamıştı. Saate baktım. Öğlene geliyordu. Aklıma gelen fikirle Hyejin'i kolundan tutup kaldırdım.

     Bana aval aval bakarken ben onun odasına girmiştim bile. Eline kıyafetlerini verip onu banyoya ittim. Ardındanda kapıyı kapatıp kitledim.

     "Bana bak Hyejin. Eğer 10 dakika içinde duş almamış ve giyinmemiş olursan bu halini çeker Wheein 'e atarım. O yüzden acele et. 10 dakika sonra gelirim." Dedim. İçerden su sesi gelince oturma odasına gittim. Televizyondan korku film açıp izlemeye başladım.

     Film reklam çıkmıştıki gelen sesle durakladım. Filmin verdiği aksiyon ile yavaşça ayağa kalkıp odaya doğru ilerledim.

    Tekrar kapının vurulması ile yerimden hopladım. Daha sonra Hyejin'i banyoda unuttuğum aklıma gelince koşarak kapıyı açtım ve koşarak kaçtım.

    Peşimde bir adet Hyejin ile evde koşturuyorduk. Çünkü cidden bu sefer yakalarsa öldürürdü.

     "Hyejin tamam sakin ol."
     "Sakin mi olayım? Beni oraya kitledin ve gittin. Bir saattir seni bekliyorum ve kapıya vurmaktan ellerim acıdı. Telefonumda yanımda yok. Bittin kızım sen. Kaçamazsın benden." Dedi. Ve haklıydı kaçamamıştım. Tam koşarken koltuktan üstüme atlamıştı. Altında ezilmiştim be. O beni altına almış döverken zil çaldı.

     İkimizde bir kapıya bir birimize bakarken zil bir daha çaldı. Hyejin sonunda üstümden kalkınca derin bir nefes aldım.

     Hyejin hala dönmeyince zorla ayağa kalktım. Popom acımıştı. Popomu ovarak kapıya geldim ve donakaldım. Bunun burda ne işi vardı.

     Kapıdaki kuzenim Xiumin ile göz göze gelince koşarak bana sarıldı. Zorla kendimden ayırıp;

     "Ne işin var lan burda?"
     "Ha benim mi? Ailem yurt dışına çıktı. O yüzden beni size yolladılar. Bir hafta sizinle kalıcam."
     "Bu bir şaka değil mi? Şaka. Kamera nerede?"
     "Byul ne saçmalıyorsun?"
     "Sen ona aldırma. Az önce üstüne atlayınca kafasını çarptı herhalde." Hyejin'in bu söylediğine gülüp berber içeri geçtiler. Ben hala kapıda dikiliyordum. Kendime gelip içeri geçtim.

SESSİZ AŞK ✅Where stories live. Discover now