boutique -1-

818 60 111
                                    


"İşte yaka kartın, ceketinin üzerine takabilirsin."

"Teşekkürler."

Gümüş tonlarında, üzerinde adım yazan ufak kartı, siyah blazer ceketimin üstüne taktım.
Hala bu durumda olduğuma inanamıyordum. Los Angeles'a taşınırken kafamda kurduğum hayat kesinlikle ama kesinlikle pahalı bir butikte çalışmayı kapsamıyordu.

Buraya oyuncu olmak için gelmiştim. Çocukluğumdan beri tek hayalim buydu ve ailemi, hayatımı geride bırakıp bunun için buraya gelmiştim. Ama bir yıllık çabalarımdan hiçbir sonuç alamamıştım. Neredeyse her gün deneme çekimlerine giderek aylarımı geçirmiştim. Ama artık para kazanmam gerekiyordu.

Hayallerimden vazgeçmiş değildim.

Sadece hayallerimi kovaladığım bu eyalette yaşamak, kiramı ödemek ve aç kalmamak adına artık çalışmam gerekiyordu. Neyse ki deneme çekimlerinden birinde tanıştığım ve benim kadar başarısız olan bir kız, Madison, çalıştığı butikte yeni bir çalışan aradıklarını söylemişti.

Ve şimdi buradaydım. Üzerimdeki siyah kumaş etek, beyaz gömlek ve siyah ceket ile beraber burada çalışan diğer her kadınla tamamen aynı görünüyordum.

"Hailee."

Madison bana gülümseyerek baktı ve içeri giren kırmızı elbiseli kadını işaret etti.

"Git ve onunla ilgilen. Bir şey söylemene gerek yok, o sana yapman gerekenleri söyler zaten."

Kafamı hafifçe salladım ve siyah topuklularımın zeminde bıraktığı sesler eşliğinde kadının yanına ilerledim. Onunla aramda üç adımlık mesafe bırakırken hafifçe gülümsedim.

"Merhabalar, yardımcı olabilir miyim?"

Kadın bana bakmadan, sadece mırıltılar çıkartarak karşılık verdi. Bir kaç saniye sonra bakındığı askıdan iki elbiseyi alarak elime tutuşturdu.

"Bunların otuz altı bedenini istiyorum."

Bedenleri almaya gitmek için yeltendiğim sırada elime önce bir tane kumaş pantolon, ardından iki tane etek tutuşturdu.

"Bunların otuz sekizini..."

Bu şekilde farklı askılardan farklı şeyler alarak geçirdiğimiz yirmi dakikanın sonunda otuz sekiz beden olacakları bir kolumda, otuz altı olacakları bir kolumda toplamıştım ve unutmamak için sürekli içimden tekrar edip durmuştum.

"Ben biraz şurada şapka ve fularlara bakındıktan sonra kabinlere geçeceğim. Bedenleri oraya götürüp beni beklersin."

Siyah saçlı kadına gülümseyip kafamı onaylayarak salladıktan sonra hızlı adımlarımı butiğin arka kısmına yönlendirdim. Teker teker, kadının istediği tüm kıyafetlerin bedenlerini ararken aslında bir bakıma eğleniyor gibi hissetmiştim. Sanki kendim için alışveriş yapıyormuş hissi vardı üzerimde.

Fakat akşam olduğunda ve mesai saatim bittiğinde hislerim tam anlamıyla değişmişti. Bugün açıkçası aşırı yoğun çalışmamıştım, öğle arasında Madison'la beraber yemek yiyip sohbet etmiştik ki bundan çok zevk almıştım. Ama yine de büyük hayallerle buraya gelmek ve gün boyu benim hayal ettiğim hayatı yaşayan insanlar için elbise taşımak biraz da olsa gururumu incitiyordu.

Ayrıca Madison kadar güzel bir kız bile burada çalışmaya mahkumken, bu beni daha da depresif bir ruh haline sokuyordu.
O başaramıyorsa, ben nasıl başaracaktım?

Madison; bir metre, altmış santim boylarında, belinin üzerine kadar siyah saçlı, dolgun dudaklı ve gerçekten güzel bir yüzle beraber şekilli bir vücuda da sahip bir kadındı. Yirmi yaşında, benden sadece bir yaş büyüktü.

Boutique | C.H.Where stories live. Discover now