dress -5-

510 58 65
                                    


Koşarak geldiğim yolun sonunda butiğe girdiğimde saatimi kontrol ettim. Öğle aram bittikten sonra on dakika geç kalmıştım. Umarım Madison bunu fazla sorun etmezdi.

İçeri girip arka tarafa doğru ilerleyecekken Madison'ı gördüm. Ama dikkatimi çeken kişi o değil, yanındaki Calum Hood olmuştu. Madison, Calum'a kırmızı bir elbise gösteriyordu ve o da onu inceliyordu.
Çok önemsememeye çalışarak arka tarafa geçtim ve eşyalarımı bıraktıktan sonra kasanın ön tarafında durmaya başladım.

Butiğe gelen giden yoktu ve aklım o kırmızı elbiseden gitmiyordu bir türlü. Neden elbise bakıyordu ki? Sevgilisi için miydi?
Sevgilisi var mıydı?
Beni ilgilendirmezdi gerçi ama yine de göz ucuyla oraya doğru döndüm ve ne yaptığına bakmak istedim.

Bana bakıyordu.
Madison ona bir şeyler anlatırken o gözlerini dikmiş bana bakıyordu.

Gözlerimi anında kaçırdım. Kalp atışlarım hızlanmaya başlamıştı. Neden bana öyle dik dik bakıyordu ki?
Biraz gözlerimi butikte dolandırdıktan sonra cesaretimi topladım ve tekrar ona döndüm.

Hala bana bakıyordu. Bu sefer bakışlarımı çekmek istemedim. Ona içimdeki tüm öfkeyi kusmak istiyordum ama bunun yerine öylece bakmayı tercih etmiştim.

Madison elindeki kırmızı elbiseye birkaç elbise daha eklemişti ve kabinlere gidiyordu. Calum bakışlarını gözlerimden çekip önce yüzümde sonra ise tüm vücudumda gezdirdi.

Üşümüş hissediyordum.

Ardından ise ağır adımlarla kabinlerin olduğu bölgeye girerek bakış açımdan çıktı. Derin bir nefes aldım ve kasanın arka tarafına geçerek kenarda duran su şişemi aldım. Sanki kuraklıktan çıkmışçasına susamıştım. Şişenin yarısını içtikten sonra ancak rahatlayabilmiştim ki omzumda bir el hissetmemle resmen yerimde sıçradım.

"Hailee? İyi misin?"

İyi olmalıydım. Kötü olmam için hiçbir sebep yoktu. Calum Hood'dan nefret ediyordum. Bu moralimi bozabilirdi, tamam. Ama bu kadar kötü yapamazdı beni.

"İyiyim, sen bir şey mi diyecektin?"

"Calum Hood'un seçtiği elbiseleri denemen gerek."

"Asla, ne saçmalıyorsun sen?"

Bir de sevgilisine aldığı elbiseleri incelemek için beni model olarak mı kullanacaktı? Kimse kusura bakmasın ama iş tanımımda bu kesinlikle yok.

"Hailee, anlıyorum onu sevmiyorsun ama bunu yapmak zorundasın. Hatta ben seni kurtarmak için kendimi ortaya attım, ben deneyeyim dedim. Ama ben alacağı kişiye göre çok zayıfmışım. Senin bedenindeymiş."

"Madison, ben manken değilim. Bunu yapmak zorunda değilim."

"Aslında haklısın ama bu normal müşterilere karşı geçerli. Butiğin aylık cirosunu bir alışverişte karşılayan özel müşterilerimiz için değil. Yani bunu yapmazsan ve Calum şikayet ederse kovulursun."

Öfkeyle elimi kasaya vurdum ama elim acıdığı için sesli bir şekilde inlemiştim.

"Sikeyim seni Calum Hood."

Kendi kendime konuştuktan sonra kabinlere doğru ilerledim. Keyifle kabinlerin önündeki koltuğa oturmuş, bacak bacak üstüne atmış beni bekliyordu.

Umursamamaya çalışarak kabine girdim ve az önce Madison'ın elinde gördüğüm kırmızı elbiseyi elime aldım. Gerçekten güzel bir elbiseydi. Böyle bir elbiseyi alacak kadar param olmasını çok isterdim.

Üzerimdeki siyah eteği ve beyaz gömleği çıkarttıktan sonra kırmızı elbiseyi dikkatlice giydim. Fermuarını kapatmamın ardından aynada kendimi incelemeye başladım. Tanrım, çok güzel görünüyordu.

Boutique | C.H.Where stories live. Discover now