t-shirts -4-

694 64 59
                                    



Bir anlığına bile duraksamadan ellerimi onu itmek için omuzlarına yerleştirdim fakat ben bunu yapamadan o geri çekilmişti.

"Bu da neydi şimdi?"

Sesimi yükseltmek istesem de o anın garipliği yüzünden düz bir tonda konuşmuştum. Calum omuz silkti ve yanıtladı.

"Aptal gibi bağırmayı bırakman ve sakinleşmen gerekiyordu. Sanırım yöntemim işe yaradı, bir anda sessizleştin."

Hala omuzlarında olan ellerimle onu sertçe ittim ve dişlerimi sıkarak konuştum.

"Bağırmaya başlayan ve asla sakinleşmeyen kişi asıl sensin! Oldu o zaman, ben de seni öpseydim en başından da mevzu kapansaydı. Hood, gerçekten, kendini yaz dizilerinde falan mı sanıyorsun? Git ve yardım al, tamam mı? Psikolojik desteğe ihtiyacın var!"

Hızlı adımlarla yanından geçtim ve önce odadan sonrasında ise evden çıktım.

***

"Eşinizin bu hediyeye bayılacağına eminim."

Adam poşetleri kavrarken gülümsedi ve karşılık verdi.

"İlginiz için teşekkürler Bayan Steinfeld, iyi günler."

"İyi günler efendim."

Bay Carpenter mağazadan çıktığında kollarımı göğsümde birleştirdim ve sıkıntıyla ofladım. Hala geçen günki olay yüzünden sinirlerim bozuktu. Nasıl olur da öylece beni öpebilirdi? Bir de o kadar bağırmıştı. Terbiyesiz adam.

Bu sırada yanıma gelen Madison beni süzdü.

"İyi misin?"

Onu geçiştirerek iyi olduğumu mırıldandım ve mağazaya giren bir müşterinin yanına doğru ilerledim. Tam o esnada adımın, yeni mağaza müdürümüz olan Bayan Hadid tarafından öfkeyle söylendiğini duydum.

Yerimde durdum ve duruşumu dikleştirerek ona döndüm.

"Bir sorun mu var, Bayan Hadid?"

Tam karşıma dikildi. Uzun ve ince bacaklarını gözümüze sokmasına yetecek uzunlukta bir topuklu giyiyordu. Ona baktığım zamanlarda bazen onun gibi görünmediğim için ağlamak, bazense onunla aynı ortamda olmak zorunda olduğum için kusmak istiyordum.

"Sen kendini kovdurmak mı istiyorsun? Ah, eğer isteğin buysa kendin söyle de şikayetlerle uğraşmayalım."

Konunun ne olduğunu anlamak o kadar da zor olmamıştı.

"Bakın, ben sadece işimi yapmak adına oraya gittim ama Bay Hood bana durup dururken bağırmaya başladı. Hatta üstüme bile-."

"Ne?"

Bayan Hadid'in verdiği tepkiye karşılık kaşlarımı çattım.

"Siz bundan bahsetmiyor muydunuz?"

"Benim diyeceğim şey sadece Calum Hood'un asistanının Bay Hood için sipariş ettiği tişörtlerin tamamının küçük beden gönderilmiş olmasıydı. Tanrı aşkına, bir değil, iki değil. Nasıl sekiz tane tişörtün hepsini küçük beden gönderdin?"

"Bir yanlışlık olmuş olmalı, sipariş verilirken bana özellikle küçük beden söylendi. Hatta ben Calum'ın- yani Bay Hood'un bedenini bildiğim için defalarca teyit ettim."

"Ne yani, kadın yalan mı söylüyor? Ayrıca senin anlattığın o bağırışmalar falan neydi?"

Yutkundum. Birkaç saniye içinde az önce yaptığım boşboğazlılığı toparlamam gerekiyordu.

Boutique | C.H.Where stories live. Discover now