gloves -6-

493 52 62
                                    


Calum'ın bakış açısından,

"Dostum, anlamıyorsun. Bir yol bulmam lazım. Ona her yaklaşmak istediğimde daha da uzaklaşıyorum."

Michael yerinde doğrularak bana döndü.

"Cal, sen kendinde değilsin. Önce kendini toparlaman gerek."

Öfkeyle bağırdım.

"Ben kendimdeyim!"

Derin nefesler alarak ayağa kalktım ve hırsla balkona doğru ilerledim. Yüzüme soğuk hava çarptığında derin bir nefes aldım. Cebimden sigara paketimi ve çakmağımı çıkarttım. Bir dal sigarayı kurumuş dudaklarımın arasına sıkıştırdım ve yaktım. Paket ve çakmağı tekrar cebime attıktan sonra duvara yaslanarak gökyüzünü izlemeye başladım.

Bu gece hava açıktı. Yıldızlar ve ay net bir şekilde görünüyordu. Gökyüzü çok güzel bir manzara sunuyordu. Şu manzarayı bile Hailee'yi düşünmeden izleyemiyordum.

Yarın sabah yine butiğe gitmeliydim. Gerçi daha geçen hafta gidip bir ton saçma sapan elbise almıştım. Şimdi gitmek için sebebim yoktu. Yine de gitmek istiyordum. Sabaha kadar bir sebep bulamazsam sadece oraya gider ve birkaç saat arabamın içinde oturup onu izleyebilirdim.

Kendi kendime bu planı onaylamıştım. Gayet mantıklıydı.

Bu sırada Michael da yanıma geldi. Bir sigara yaktı ve yanımda, benim gibi duvara yaslanarak gökyüzüne bakmaya başladı.

"Neden onu yemeğe götürmüyorsun ki?"

Neden onu yemeğe götürmüyordum? Gelmezdi. Çağırsam da, yalvarsam da gelmezdi. Benden nefret ediyordu.

"Onu tanımıyorsun. O kadar inatçı ki, onun için yaptıklarımın farkında bile değil."

Michael bana kısa bir bakış attıktan sonra gülerek önüne döndü.

"Dostum, kızı gördüğünde ya bağırıp çağırıyorsun, ya da dudaklarına yapışıyorsun. Açıkçası ben olsam ben de seninle yemeğe gelmezdim."

Bu söylediğine sinirlenmiştim. Böyle olmasını ben istemiyordum. Bir anda oluyordu işte.
Ne zaman karşı karşıya geçsek bir anda kendimi ona bağırırken buluyordum. Bu benim suçum muydu?
Benim ona karşı olan ilgimi görememek onun suçuydu ama.

"Düzgün bir tavsiye verecek misin, Mike?"

Michael sigarasını söndürdükten sonra doğrulup bana döndü.

"Düzgün tavsiye mi istiyorsun? Al sana tavsiye; bir psikoloğa git."

Michael içeri girerken sinirle ben de sigaramı söndürdüm ve içeri girdim. Ceketimi alıp Michael'ın evinden çıktım. Dediklerinde haksız değildi. Ama beni anlamadığını biliyordum. Evin garajında duran arabama doğru ilerledim.

Arabama bindiğimde nereye gideceğimi bilmiyordum. Sadece sürmeye başladım.
Düşünüyordum da belki de butiğe gitmeliydim. Kapanma saati yaklaşıyordu. Hailee hala orada olabilirdi.

Bu ani kararla beraber oraya doğru sürmeye başladım. Gidip onunla konuşabilirdim. Belki de satın aldığım elbiselerin iğrenç olduğunu ve hepsini iade etmek istediğimi söylerdim.
Ya da, ya da üzerimdeki gömleği yırtıp acil olarak tadilata ihtiyacı olduğunu söylerdim.
Tabii, Hailee oradaysa.

İçimde tüm iyi duygularla beraber butiğe yaklaşıyordum. Bir gün onu iş çıkışından almaya gelecektim. O koşa koşa işten çıkıp arabama binecek ve boynuma sarılacaktı.
Bunun olmasına çok az kalmıştı. Çok az.

Boutique | C.H.Where stories live. Discover now