16. Bölüm |Final|

8.2K 880 1.2K
                                    


Ölmek için güzel bir gündü.

Böyle bir yaşam beklememiştim. Küçükken sokağa atılmayı ben seçmemiştim, her ne kadar bir prensi sevmeyi seçmek istemediğim gibi. Onun hayatın bana getirdiği tek güzel şey olduğuna dair verdiğim son nefeste dahi savunabilirdim. Sevmiştim, yine severdim, ölüp dirilsem ve tekrar öleceğimi bilsem yine severdim. Mutluluk uzun bir yaşam sürmek değildi benim için, mutlu olduğum insanla geçirdiğim vakitti.

Böyle bir son beklemediğim gibi ölüme böyle yürümeyi de beklemiyordum. Kalabalık beni yargılamak için bekliyordu, adeta şeytanın nasıl asıldığını görmek istiyorlardı.

Jungkook son konuşmamızda ona güvenmem gerektiğini defalarca söylemişti ve ben kaçınılmaz sondan haberin olduğu için sesimi çıkarmadan ona öylece bakmıştım. Biliyordum, mutluluk bu kadar çabuk avuçlarıma koyulduysa bir o kadar çabuklukla da geri alınacaktı. Kurtarılmak adına pek bir beklentim yoktu şu saatten sonra, pes etmiştim artık.

Adım sesleri duyuyordum her yerden ancak eğer buradaysa ölümümü gözlerine bakarak sonlandırmayacaktım, hayatının sonuna kadar son saniyelerimi onun gözlerine baktığımı hatırlatıp ona bu acıyı çektirmeyecektim. Yüzümü son kez hatırlayacaksa bu ağlarken olmayacaktı. Son nefesimde dahi ağlamayı reddiyordum ki bir daha beni ağlayarak görmeyecekti.

Kimsenin yüzünü görmemek için gözlerimi son bir kez gökyüzüne kaldırıp son günümün böyle güzel bir havada son bulacağı için gülümseyerek gözlerimi yumdum. Ölürken kim gülümserdi? Belki ölümü kurtuluş olarak görenler olabilir ama ben sevdiğim adama zarar gelmeyeceği için gülümsemiştim. Benim ölümüm onun hayatını kurtaracaksa hazırdım. İkimizin de yanmasındansa onun kurtulmasına vardım.

Cebime güç bela yazabildiğim notun orada olduğundan emin olmak için elimi bastırdım, oradaydı. Son konuşmamızda veda etmeme izin verilmemişti. Bir kağıt parçası belki de ona kendimi hatırlatmamın tek kaynağı olmak için vardı. Kağıt uçardı, bütün sözlerim önemsiz kalırdı ama hatıralarımız her şeyi hatırlatacaktı. Umarım her zaman güzel günlerimizi hatırlardı.

Umuyordum ki şu an burada değilsindir yoksa bu sahneyi izlediğini düşünüp kendimi yiyip bitirecektim. Direndim yine de, olurda izlersin diye dudaklarımdaki tebessüm hiç düşmedi.

Gözlerim kapandı, boynuma dolanan ip birden sıkışlaştı, ayaklarım boşluğa düştü ve ben hiçbir şekilde direnmedim. Derin bir iç çektim ve gökyüzüne bakarak yazdığım sözleri bir kez daha içimden geçirerek sakin kalarak ölmeyi seçtim.

"Elinden bir şey gelmiyor, üzülme. Kalbim sana ait olarak burada öleceğim. Sadece bana bunca senelik hayattaki endişelerimi, korkularımı yok edip mükemmel birkaç günü yaşattığın için sana teşekkür ederim. Hayatta tekrar bir yaşama şansım daha olsaydı seninle daha normal karşılandığımız bir dönemde yaşamak isterdim. Bu bir veda olmasın, her zaman senin yanında olacağımı hisset.
Hoşçakalın, prensim.
-Bir imkansıza aşık olan aptal bir köle."

Mutlu bir şekilde, bu dünyadan ruhumu güzel bir günde yolculuyordum ben. Yüzümde bir tebessüm, kalbimde onun aşkıyla gidiyordum şimdi.

Hoşçakalın, prensim.

6 Temmuz 2019

"Sana ödevim için ilk eşcinsel çifti bulmam gerektiğini anlatmıştım ya, tarihteki ilk eşcinsel çifti buldum." Genç çocuğun bağırışı diğer çocuğu merak içinde hızlıca yanına getirmiş ve kucağında ona yer açmıştı.

Kingdom Hearts |Jikook|Where stories live. Discover now