13. Bölüm |M|

10.1K 842 468
                                    


Şu an, hayatım boyunca olmak istediğim yerde öylece duruyordum. Jungkook'un kolları beni oda ısınana kadar sıcak olmam için sarıp sarmalamıştı.

Özel bir yerdeydik, geçen seferkinden daha güzel ve daha uzak bir yerdeydik. Jungkook kraldan bir şekilde izin almış ve beni birlikte yalnız kalabileceğimiz bir yere getirmişti. Son zamanlar yaşadığımız karışıklıklar yüzünden birbirimizden uzak durmaya çalışarak kimse endişelenmesin diye ondan mahrum kalmıştım, bu oldukça can sıkıcıydı.

Konuşmuyorduk, sadece soğuk havanın etkisi vücudumuzdan gitsin diye bekliyorduk. Sıcacık kolları arasında yattığım dakikalar içinde hayatımı kısaca gözden geçirmiştim. Chanwoo, onu pazarda defalarca ziyaret ederek ona çaktırmadan bir şekilde kendime ait altınları cebine atmayı başarabilmiştim. Birkaç gün sonra benim olduğumu anlayıp minnettarlığından başını yerden kaldıramamıştı. O benim küçük arkadaşımdı, arada bir onu ziyaret eder iyi olup olmadığına bakardım. Annesinin durumu daha da kötüleşmeye başlamıştı, yüzünden anlaşılıyordu ama benim küçük arkadaşım ağzını bile açmıyordu.

"Ne düşünüyorsun?"

"Hayatı." diye cevapladım onu.

Saçlarıma uzun bir öpücük kondurduktan sonra yataktan kalkıp beni sıcak kolları arasından ayırarak boşluğa bıraktı. Odanın içi yanan odunlardan ısınmıştı artık. Yatakta başımı doğrultarak ona bakmaya başlamıştım. Büyük bavulun içini açarak kurmaya başladığı boyaları görünce gülümsemeden edememiştim.

"Bunları getirmenin bir sebebi var mı?"

Yüzüme bakmadan yaptığı işe devam etmişti, yüzündeki tebessümü yandan görüyordum. "Seni rahatça, kimsenin başıma iş çıkarmayacağı bu ortamda çizmek istiyorum Jimin böylece gözlerimin hayatı boyunca görüp görebileceği en güzel görüntüye ellerim de eşlik etmiş olacak."

"Daha önce hiçbir insanı çizmemiştin. Çizeceğin ilk kişi olmak çok güzel." Bildiklerimi ona hatırlattığımda güldü. Bu doğruydu, daha önceden hatta eskiden doğa resimleri çizmeyi tercih ederdi. Zamanla boyalarla sarayın duvarlarını boyamaya başladığında kral ile kraliçe kızmıştı, çocuk olduğu için yasaklamışlardı ancak Jungkook arada bir yine de çizerdi bir şeyleri.

"Bu kez bir şeyi değil, birini çizmek istiyorum." Kurduğu eşyaları bırakıp yanıma gelerek alnımdan öpüp geriye çekilmişti. "Benim için sadece böyle dur güzellik, tamam mı? Şu an gözümde tam olarak meleğe benziyorsun."

Gülümsedim.

Hiçbir şey yapmadan ve demeden öylece istediği gibi durmuştum ama sorun vardı ona mı bakmalıydım yoksa başka bir yere mi? Düşüncelere mi dalmalıydım yoksa onun kusursuz yüz hatlarında mı boğulmalıydım? Yüzüne baktıkça gözlerim doluyor, gözlerim doldukça geleceğimizi düşünmeye başlıyordum. Onunla birlikte sonsuza dek burada yalnız başımıza kalsak olmaz mıydı? Ne olurdu ki bir masal da güzel bitsin, o masalın sonunda biz olalım.

"Hiçbir şey için kendini zorlama. Sadece düşüncelere dal ve ben senin o haline eşlik edeyim ama düşünceler her zaman senin yanında olacağımı bilsinler." Gerginliğimi hissettiği gibi çizmesi durdu ve beni teselli etmeye başladı.

Gülümsemek için kendimi zorladım. İlk defa beni çiziyordu, ilk defa birini çiziyordu ve ben bunu berbat etmemek için elimden geleni yapacaktım. Öylece ona baktım, gözlerime emir vererek dolmamalarını sağladım. Dakikalarca hatta belki de saatlerce sıkılmadan, bıkmadan, usanmadan gözlerinin içine öylece baktım. Hayatı boyunca başı eğik gezen hizmetkar şimdi başını kaldırmış, onun gözlerine dilediği gibi bakabiliyordu.

Kingdom Hearts |Jikook|Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu