hastaneler camilerden daha çok inançlı insan gördü

32 10 17
                                    

Yaz geceleri apartman balkonundan ailesi oturup Çiğdem çitleyen, karpuz yiyerek kahkaha atan aileler vardır.
Nerelerde kaldı o tatlı insanlar?
Çekirdeğe hala Çiğdem, simide gevrek, komşuya dost diyen İzmir'de mi kaldı sadece?

Belki hiç bir zaman o anı yaşamadım. Ailemle balkonda oturup karpuz bile yemedim belki ama hala içimde bir yerlerde o günleri özlem ve umut ile bekleyen bir Aden var. Bir Ülkü var. Bir Adal var.

Aslında ağabeyimi ordan hiç görmemiş gibi yapıp yanından geçip gitmeyi o kadar çok isterdim ki...
Apartmandan çıktığımı farkettiğinde sırtını dikleştirdi. Yanına gittim bende.
Ne diyeceğimi de bilmeden gittim.
+Günaydın.
-Arabaya geç.
Bari bi Günaydın deseydin. Benden önce koşa koşa bindiği arabada bende yan koltuğa yerleştim.
-Şimdi sen bizden açıklama da beklersin. Ama sana neyin açıklamasını yapacağıma daha karar veremedim abicim. Seni sevdiğimin mi yoksa seni koruduğumun mu? Hala kararsızım.

+Kendinizi haklıya çıkarmaya çalışıyorsunuz ağabey.

-Evet abicim kendimizi haklıya çıkarmaya çalışıyoruz. Neden biliyor musun? Eğer sen bize kızarsan biz çok üzülürüz çok ağlarız hatta sen bize ceza falan da verirsin.

-Kahvaltı yaptın mı?
+Ağabey konuşmaya ciddi ciddi başlıyorsun sonra sorduğun soruya bak. Waffle istiyorum.

-Neden böyle oldun sen?
+Nasıl oldum? Çok mu makyaj yapmışım?
-Saçmalama. Yani dün geceyi hiç yaşamamış gibisin.

+Yaşamamış gibiyim. Tekrar tekrar sorulmasını da istemiyorum. Adar ağabeyim ne dedi?
-Adar ağabeyinin seni önemsediği mi var? Bide sana sorsalar biricik ağabeyin Adar olur. Su' da kaldığını duyunca seni alma bahanesi ile Su' yu görmeye gelecekti.

+Ben ağabeyimi tanıyorum. Düşmanın gibi davranıp bana kötüleme senin de ağabeyin.
-----

+Ağabey.
-Efendim.

+Keşke daha önce haberim olsaydı be. Belki çok üzülürdüm ama umut bağlamak her şeyden kötü oluyor. En kötüsü oluyor. Sen hayatını bırakıp o gelecek diye bekliyorsun. O aslında gelmiyor ama gelecek diye kendini de kandırıyor başkalarını da.

-Aden şuan sen hani üzülmüyor gibi yapıyorsun ya, o sana sonra çok sonra koyacak. Farkında mısın?  Şuan ulaş evli ve çocuğunun doğacağı günü bekliyorlar.

Dolma. Dolma. Dolma. Gözlerimin dolmasını sonra da ağlamayı istemiyorum. O sırada telefonuma mesaj geldi.

Adar ağabeyimden
*Nerdesiniz
*Yalçın ağabeyimleyim
* Nerdesiniz
Konum bildirildi 《《

+Ağabeyim geliyor.
-Adar mı?
+Sen burada olduğuna göre.
-Doğru düzgün cevap ver ağabeyine.
-----

İki ağabeyimde kahve içerken ben waffle yiyordum. Saati kontrol ettiğimde öğle molasının bitimine kısa bir zaman kalmıştı.

+Ağabey hadi beni götürün.
-Nereye?
+Okula tabiki.
-İstersen bu gün gitmeyebilirsin abicim.

+Gidicem.
-Bak ben izin veriyorum. Gitmeyebilirsin.
+ Ya gidicem Adar ağabey.
-Tamam Yalçın bıraksın o zaman.
+Ya sen bırak.
-Çocuk gibi başlama lütfen.
+Ya seninle gidicem.

Yalçın ağabeyim söze karışarak;
-Ne dedim ben sana Aden. Bende senin ağabeyinim. Adar gelince üvey evlat muamelesi görüyorum. Her yerde aynı.
Sandalyesini geriye doğru hızlıca iterek masadan kalktı,  arabasına bindi ve uzaklaştı.
-----

Ağabeyimin öğütlerinden sonra kendimi dışarı attım. Bahçeye girdiğimde herkes bana bakıyor gibi hissediyordum. Aslında bakmıyorlardı ama ben aptallığıma baktıklarını hissediyordum.
Koşarak yanıma Yusuf geldi.
-Aden.

Dedi ve kolumu tuttu.
Elini kolumdan çektim ve fırlatırcasına geriye doğru ittirdim.
Sanki onu hiç görmemiş gibi yapıp gidiyorum. O da hiç bir şey demiyor, diyemiyor.

Sınıfa çantamı bıraktım. Orta sırada tek başıma oturacağa benziyordu.
Kantine inmeye karar verdim. Elime telefonu aldım ve Emir' i aradım. Çok uzun zamandır görüşmediğim ama bağlarımızın kopmadığı bir tatil arkadaşımdı.

Hani bazı arkadaşlarınız ile çok sık konuşmazsınız, hafta bir konuşursunuz mesela ama kimse kimseye mesaj atmadın diye trip atmaz. İşte herkesde bulunan o arkadaş bende de vardı ve o Emir' di.

Çalıyor. Çalıyor. Çalışıyor. Aradığınız kişiye şuan-

İpek' i aradım. 
Yani şu yeni tanıştığım şirin kızı.

+Ne yapıyorsun?
-Kampüse çıkıyorum.  Dersim var. Sen ne yaptın?

+Ağabeyimleydim. Şimdi okula geldim.
-Ağabeyimleydim derken Aden.

+Sabah çıktığımda kapının önünde bekliyordu. Almaya gelmiş.
-O kapıda bekleyen züppe senin ağabeyin mi !?

+O züppe benim ağabeyim.
-Ya kusura bakma ağzımdan öyle çıktı. Gece üç- dört gibi geldi ağabeyin.

+önemli değil ya. Bizim aramızda pek iyi değil onunla.
+Neyse sonra konuşalım ipek.

Kantinden Cool lime almayı çok isterdim ama adı üstünde kantin burası. Starbucks değil. O yüzden kakaolu süt alıp bir masaya oturdum.
Kamerayı açtım ve Yeşil saçlarımın daha çok gözükmesini sağlayarak bir boomerang yaptım. 'Karabilek Koleji'   konumu ile paylaştım.

~birkac saat sonra~

Tek eli ile ona yumruk atarken diğer eli ile de sert ve hızlı bir şekilde beni geriye doğru ittirdi. İtmenin etkisi ile başımı merdivenlerin demir korkuluğuna çarptım. Başımda tuhaf bir yanma hissediyordum ve yanma o kadar şiddetliydi ki onları unutmuş kendi derdimi düşünüyordum. Elimi başıma götürdüğümde parmaklarıma kan sürüldü. Hadi ama! Neden bu kadar sert davranmıştı ki. Şimdi yavaşça göz kapaklarım bedenime ağır gelmeye başladı. Etraf karanlıklaştı. Ve Gece sadece benim göz kapaklarıma çöktü. Uykuya dalmadan önce duyduğum son sesler; -Aden aç gözlerini!
-Senin yüzünden...

İyileri aptal sandığımız yerde yitirdik insanlığımızı.

Sol alttaki küçük yıldıza dokun gör bak neler olacak.♥

8.CENNETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin