8.CENNET

uyku saçlarımın meçhul şarkısı

Artık boynunu, nane kokulu dudaklarını koklamak istiyorum. Berk el şıklattı. 

-Artık dünyaya dönsen diyorum. Geldik. Benimle dolaşacaksın. Yanımdan ayrılma. Çantanı bana ver. 

+Niye dadım gibi dolaşacaksın ortalarda. 

-Alışıksın zaten amcam yengemin yerini doldurmak için kaç tane dadı buldu sana ? Pardon sana değil kendine ? 

İçim yandı. Böğrüme hançer girmedi ama girdi gibi bir şeyler oldu birden. 

-Aden öyle demek istemedim ben gerçekten özür dilerim. Aden dinlesene beni.

Arabadan indim. Çok istiyor bakıcılığımı yapsın o zaman. Zaten kimse bir şeyleri söylemek istemiyordu bu hayatta. Hep bir şeyler söylemeye çalışıyordu. Hep bir şeyler söylüyordu da zaten insanoğlu. Ama altınla dolu bir odadan gümüş bir eşya seçiyordu sanki. Hiç bir zaman doğru kelimeyi bulamıyordu. O da arabadan indi, aramızda 1 metre mesafe vardı zaten. Hemen yanıma eldi ve koluma yapıştı. Boynumdan sarıldı. 

-Aden ben gerçekten öyle demek istemedim ama biliyorsun işte beni ya. Özür dilerim. 

+Berk tamam. Okulun bahçesi çok dolu. 

- İyi işte böyle güzel bir kız bulmuşken sarılayım. Sevgilim sansınlar. 

Beni yine güldürdü işte. Ben bu yüzden dayanamıyorum Çantam bir elinde, öbür elini de omzuma atmış podyumda yürüyoruz sanki. Herkesin aklındaki düşüce şuydu; Kim lan bu meteor, okul okul olalı böyle taş görmedi. Tabi ki herkes böyle düşünmüyor. Böyle düşünen varsa da erkeklerdir. Kızlar içinden şöyle diyor; Kim bu sürtük. Lan bunlar kime sürtük diyor. Sürtük bunların ecdadıdır. Allah'ım kimse bana bir şey demiyor ki kendi kendime neler çıkardım. Tabi ki sınıfımı biliyorum. Çömez gibi gelip okulun ilk günü öğrenecek halim yok ya. Ve doğru tahmin tabi ki Berk ile aynı sınıftayım. 12-C. Tuhaf olan şey ise Yusuf'un bizimle aynı sınıfta olmaması. Her neyse açım ben şuan mantıklı düşünemiyorum.

+Ben açım.

-Tamam Aden unutmadım. İstesem de unutamam zaten ne mümkün.

Kantine girdik. herkes tip tip bakıyordu. Yani okula dönem ortası yeni biri geliyor ben olsam bende bakardım. 

+Hayırdır gençler. Öküzün trene baktığı gibi ne bakıyonuz?

Çömezdi bunlar galiba. 

-Ne istiyorsun Aden. Millete bulaşma ilk gününden, bana da dert çıkarma. Ne alayım söyle.

+Yok conoom. Ben doydoom. 

Bunun ne demek olduğunu gayet iyi biliyordu.(Yok canım lafların bana gayet  iyi yetti de arttı)

-Aden ağzının ortasına geçiresim geliyor böyle konuşunca.

+Tamam be tamam. Sen al işte bir şeyler. Ben oturacağım. 

Bir masaya oturdum ve insanları röntgenlemeye başladım hemen. Allah'ım nasıl bir yere düştüm ben? Dokuzlar, onlar çömezlikten ölüyor, on bir on ikiler lolita olmuş resmen ya. 

-Al kaşarlı poğaça en sevdiğimden. 

+Acaba senin sevdiğin şeyden niye ben yiyorum diyerek yenisini aldırırdım ama çok açım. İnşallah çok kaşarlı değildir. Zaten bolca var karşımda sonra midem bulanıyor benim. diyerek karşı masayı işaret ettim.

-Kafamı şişirme de ye şunu. Ben sana nasıl dayanacağım yaa. 

Tam ağzımı açacaktım ki masaya iki jet iniş yaptı. Maşallah dışarıda taş yağıyor, bunlar da oradan nasiplenmiş. Valla Allah sahiplerine bağışlasın. Bir dakika ya bunlar bizim masaya oturdular. Beni Adriana Lima yanımdaki bu gakkoşu da Metin Hara sandılar da fotoğraf çektirmeye geldiler galiba. 

(Gakkoş: kardeş)

-Araba farı görmüş tavşan gibi bakma Aden. Sarı olan Arda, siyah olan Burak. Bu da Aden. 

Bu arada Berk çok iyi insan tanıştırır sarı siyah falan renklerden ilerliyoruz. 

+Araba farı görmüş tavşan gibi değil de kan görmüş vampir gibi bakıyorum. Aden, Berk'in kuzeni. 

-Demek Demirbilekler' in orijinali sensin. 

Sarı olan Arda'ydı galiba. Öyleydi dimi. 

+Demirbilekler'in çakması da mı çıktı? 

...