Bölüm 28: Değişim

Start from the beginning
                                    

Bu yüzük beni değiştiriyordu ve bu iyi mi yoksa kötü mü bilemiyordum. Ama iyi hissettiriyordu.

_______________________

Akşam yine ordu için çalışmaya gittik. Oysaki her şey normaldi. Her şey çok güzel ilerliyordu. Artık patronus yapabiliyorduk ve Draco'yla benim patronusumuz aynıydı. Sanırım aramızda en çok Draco zorlanmıştı patronus yaparken. Onu anlıyordum. Yeterince güçlü bir anı seçmek zordu ve onun çocukluğundan kalma güçlü bir anısı yoktu. Ama biz vardık. Onun en güçlü anısı bendim. Biliyordum.

Birden büyük bir sesle oda sallanmaya başladı. Draco kendini önüme siper etmişti ve onun vücudu yüzünden önümü göremiyordum. Parmak ucuna kalkıp sesin geldiği yöne baktım omzunun üstünden. Ve bir ses duyuldu.

"Bombarda Maxima!"

Ve duvar yıkıldı. Şimdi karşımızda Umbridge, Filch ve bazı Slytherinler vardı. Ben şok geçirmiş gibiydim ve çok korkuyordum. Kendim için değil, Draco için korkuyordum. Başı beladaydı. 

"Çocuklar! Bunları toplayın ve odama getirin." dedi.

O gidince Draco bana döndü. Korkudan kocaman olup dolmuş gözlerimi Draco'ya diktim. O ifadesiz bakıyordu.

"Draco! Çok korkuyorum. Başın belaya girecek."

"Merak etme! Merak etme Mione! Bir planım var. Sen Umbridge'e bizimle ilgili hiçbir şey söyleme tamam mı. Ordudan olmadığını söyle. İsim olayını ben açıklayacağım. Ben halledeceğim." 

O sırada iki Slytherinli kolumdan tutup beni çekiştirmeye başladılar. Birinin Pansy olduğunu görebilmiştim. Diğerini tanımıyordum. Onlar beni çekiştirmeye çalışırken direniyordum ama beni yavaş yavaş sürüklüyorlardı. 

"Draco!" Bir kaç kez adını seslendim. Tam kapıdan çıkacakken önümüze geçti ama beni tutanlar durmadı. En azından bir kaç saniye gözlerine bakabilmiştim.

"Merak etme. Kurtulacağım ve seni de kurtaracağım." O sırada başka birileri de Draco'nun kollarını tutup çekiştirmeye başladılar. Bense çığlık atıp bağırıyordum. Birçok kişi bağırıyordu.

Umbridge'in kapısının önünde sıraya sokulmuştuk ve hepimiz sorguya çekiliyorduk. Önümde birkaç kişi vardı. Sıra yavaş yavaş bana geliyordu ve korkmaya başlıyordum. Draco birkaç kişi arkamdaydı. Başımı çevirip Draco'ya baktım. Korktuğunu biliyordum ama saklıyordu, anlıyordum. Dudaklarını okudum. Korkmamamı söyledi. Sağ kolumu tutan Pansy bu bakışmadan rahatsız olacak ki beni sarstı. Önüme döndüm. Sıra bana gelmişti.

Pansy beni kapıdan içeri sürüklerken parmağımda yüzüğü hissettim. Bunun gücüyle Pansy'den kurtulup içeri tek başıma yürüdüm. Kapı arkamdan çat diye kapandı. Normalde irkilirdim ama tepki vermedim.

"Söyle bakalım Granger. Orada ne yapıyordunuz ve amacınız neydi? Dumbledore sizi nasıl bir savaş için hazırlıyordu."

Cevap vermeden önce Draco'nun sesi zihnime doldu. Ordudan olmadığını söyle. Normalde asla arkadaşlarıma ihanet etmezdim ama onun için bunu yapmalıydım. Ona güveniyordum.

"Orduda değildim."

"Emin misiniz Bayan Granger?"

"Eminim."

"Ancak burada isminiz yazıyor. Bakın. Hermione Granger diyor."

"Size ordudan olmadığımı söyledim."

"Ama burada Hermione Granger diyor?"

Sinirlenmiştim. İçime dolan deli cesaretiyle yüzük olan elimi sertçe masaya vurdum.

I Need You MUDBLOOD/DramioneWhere stories live. Discover now