23. Bölüm

2K 106 10
                                    

Size bayram şekeri niyetine bölüm getirdim. Sizde bayram şekeri niyetine yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen.

Ayrıca minik, sarı yıldıza dokunup #EyFetOrion tagine yazarak da beni çokkkk mutlu edebilirsiniz.

İyi bayramlar. 

.........................................................................


  Elindeki telefonu kucağına bırakırken derin bir nefes aldı Eylem. Mutfaktan gelen sesler,düşüncelerini dağıtmaya yetmiyordu belki ama bedenini saran ağrı bunu başarıyordu. Sırtındaki sızlama neredeyse dayanılmaz bir boyuttaydı. Fethi, Eylem'in yaralarını Eylem'den saklamak konusunda başarılı olabilirdi ama kadın, yanıklarının yer yer su topladığını ve bazı yerlerde de tam tersi kuruyarak çatlaklar oluşturduğunu hissedebiliyordu. Basit ağrılar için kullanılan ağrı kesiciler ağrılarını hafifletmenin yanından bile geçmiyordu ve Fethi'nin tüm ısrarlarına rağmen yüksek dozajlı ağrı kesicileri de Eylem almak istemiyordu. Bilinci yarı kapalı, etrafında dönen şeylerden bihaber olmak Eylem'i acı çekmekten daha fazla rahatsız ediyordu zira. Yine tüm acı ve ağrının yanında boğamadığı düşünceler filizleniyordu Eylem'in aklında.

Bakışlarını kucağındaki telefonuna çevirirken derin bir nefes daha aldı sonra da üzerine daha fazla düşünmeden harekete geçti. Neredeyse refleks haline gelmiş şifreyi tek seferde girdi. Ancak rehbere girmek daha zordu, tereddütte düşeceğini anlayınca rehberin en üzerindeki isme tıklayıp kulağına götürdü.

Sadece bir kez çaldı telefon sonra da heyecan dolu bir ses karşıladı Eylem'i. "Eylem." Dedi annesinin heyecan ve sevinç dolu sesi "Canım, güzel kızım nasılsın?"

Gözünden akan bir damla yaşı silerken, telefonu kendisinden uzaklaştırıp yutkundu kadın "İyiyim." Dedi sesine, karmakarışık tüm duygularına rağmen canlı bir sevinç yerleştirirken. "Siz nasılsınız annecim? Babam, Selin nasıllar, ne yapıyorlar?"

"Çok iyiyiz güzel kızım. Baban işte, Selin de okulda. Sen nasılsın asıl? Çok özledik seni." Dedi kadın hasretle iç geçirirken. Ters giden bir şeyler olsa dahi Eylem, annesinin bunu söylemeyeceğini biliyordu. Senelerdir, evden uzakta olması bir yana Eylem, ailesini hep uzakta tutmuştu. Sevmediğinden yada sevilmediğinden değil. Çok mutlu bir çocukluk geçirmişti Eylem, sevmiş ve sevdiğinden daha fazla sevilmişti sonra ise asker olmuştu. İçten içe hep anne ve babasından önce öleceğini düşünmüştü Eylem. Onlar için Orta Doğu'da gazetecilik yapması bile yeterince zorluyken, istihbaratın bir elemanıydı Eylem. Ölüme onların sandığından daha yakındı ve bir şekilde onları yokluğuna alıştırmaya çalışmıştı bunca zaman.

"Çok iyiyim annecim." Dedi, sırtı kanepeye temas etmesin diye Fethi'nin iki yanına yığdığı yastıklarla ufak bir savaş verirken. "Bende sizi özledim. Kim bilir belki bu kez sergine gelebilirim. Sahi hazırlıklar nasıl gidiyor? Her şey yolunda mı?"

"Öğrencilerimin eserlerini de sergileyebileceğim bir köşe ekleyeceğim bu sergime." Diye heyecanla anlatmaya başladı annesi. Sanatından söz ederken hep olduğu gibi cıvıl cıvıldı sesi. "Ana parça üzerine henüz çalışmaya başlamadım ama ne olacağını biliyorum."

"Seninle gurur duyuyorum anne." Dedi konuşmayı bu denli duygusal bir boyuta çekmek istememişti ama belli ki ölümden dönmüş olmak Eylem'i diğer tüm seferlerden fazla etkilemişti. Belki bu kez bir adama kör kütük aşık olduğundan, belki de hayatında ilk defa anne olmak üzerine düşündüğünden. Şimdi göz yaşları, yanaklarından hafifçe süzülürken anne ve babasına haksızlık ettiğini düşünüyordu Eylem.

ORIONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin