21. Bölüm

1.9K 108 17
                                    


Herkese keyifli okumalar :) Benim azcık gözlerim dolar gibi oldu ama o tamamen benim şahsi duygusallığım :)

 Küçük, sarı yıldıza dokunmayı, yorum bırakmayı -ki lütfen bu konuda Eylem'i mi yoksa Fethi'yi mi haklı bulduğunuzu bana yazın- ve #EyFetOrion tagine yorum bırakmayı unutmayın.

Sizi seviyorum :)


.............................................................................

"Nazlı'yla konuştun mu?" diye sordu Eylem elindeki silahı şarjöründen kurtarırken.

Postallarının içine ve kamuflajının farklı yerlerine sakladığı çakı ve bıçakları çıkarıp Eylem ile ortalarında duran çantanın içine koyarken başını salladı Ateş. "Ya sen, Fethi ile konuştunuz mu?"

Namlusunda kurşun olup olmadığını kontrol ettiği silahı çantanın içine bırakırken bir anlığına duraksadı Eylem. "Erdem Yarbay'a brifing verirken yanındaydı." Dedi Eylem on yedi günlük operasyonları nihayet başarı ile sonuçlandığında brifing vermek Eylem'e kalmıştı ve Erdem'in kendisini timin geri kalanı ile birlikte dinlediğini konuşmaya ara ara katılmalarından anlamıştı. Konuşmaya katılmayan tek kişi Ahmet'in sandalye çekme bahanesi ile seslendiği Fethi'ydi. Bahane olduğunu elbet biliyordu Eylem zira günden sonra birkaç kelimeyi aşan bir konuşma geçmemişti aralarında ve bu elbette ki her türlü psikolojik eğitimi almış timin dikkatinden kaçmamıştı.Gerçi aralarındaki soğukluğu üç yaşındaki bir çocuk bile anlayabilirdi. Yine de bunu biliyor olmasına rağmen bir şey yapmamıştı Eylem. Alttan almaktan gocunduğundan değildi ama alttan alınacak bir şey olduğunu düşünmeyişindendi.

Derin bir nefes alıp, cebindeki yedek şarjörü çantanın içerisine bıraktı. Aslına bakılırsa Fethi'ye kızgın ya da kırgın değildi hatta onu anlıyordu da Eylem ama bir yandan da çok karışıktı.

"Halledersiniz." Dedi Ateş sesi solgundu ama çantanın içindeki silahlara odakladığı bakışlarında açık bir inanç vardı. "Hep hallettiniz."

"Hallederiz." Dedi Eylem, birkaç gün önce Erbil'de, otel demeye bin şahit isteyen bir pansiyonda tek başına yaptığı hamilelik testini düşünürken. "Hep hallettik."

Yine de Eylem'in baş edemediği tüm bunlar değildi. Eylem, tek çizgi olan beyaz çubuğa bakarken içinde bir yerlerde gün yüzüne çıkan hayal kırıklığı ile baş edemiyordu. Hayatının hiçbir döneminde bir aile ya da çocuğun hayalini kurmamıştı Eylem, hiçbir zaman insanların ilk bakışta anneliği yakıştıracağı kadar anaç bir kadın da olmamıştı. Onun hayalleri, amaçları hep farklıydı, onun gerçekleri her zaman biraz kan ve barut kokusu taşımıştı. Oysa şimdi hayatlarını koca bir kaosa çeviren her şeye rağmen bu fikir o kadar da kötü gelmiyordu. Hala aynı oranda zor ve haksızlık olduğunu düşünüyordu ama kötü, asla.

"Sen konuştun mu Fethi ile?" diye sordu bu soruyu sormamak için kendisine söz verdiği halde göz ucuyla Ateş'e bakıp.

Ateş ikili ilişkilere karışma taraftarı olan biri olmadığı halde kendisini bu ikili arasında bir yerlerde bulmanın tatsız bir tesadüf olduğunu düşündüğü çoğu zamanın aksine bu kez kendisi için hayıflanmak yerine arkadaşları adına üzülüyordu. Zira konu neydi bilmiyordu ama Fethi ve Eylem bu kadar çok şey ile sınanıp ayakta kaldıktan sonra onları bu denli yıkan olayı merak ediyordu.

"Seni sormak için aradı birkaç defa." Dedi sırf bu sebepten lafı hiç dolandırmadan.

"Aramak için fırsatı vardı yani." Diye mırıldandı Eylem, sesine yansıyan hayal kırıklığının farkında bile değildi.

ORIONWhere stories live. Discover now