22. Bölüm

2K 99 9
                                    


Selammmm...Size, hikayemizin ismine yaraşır bir gece yarısı bölümü getirdim :)

Okumanız, beğenmeniz, oy ve yorumlarınız ile yanımda olmanız, twitterda #EyFetOrion tagine yazmayı unutmamanız dileği ile :)

Seviliyorsunuz delifişeklerim.

Yazarınız, Sema.


.............................................................


Standartların aksine porselen değil de ince, zarif camdan kahve kupalarını doldururken acıyan gözlerini birkaç kez kırpıştırdı Eylem. Tüm gece uykusuz kalmak bir yana ağlamaktan şişmiş gözlerini odaklama da zorlanıyordu.

"Süt ister misin?" diye sordu kahvaltı hazırlamakla ilgilenen Nazlı'ya.

Nazlı elindeki tabakları masaya bıraktıktan sonra sandalyeye yaslanarak Eylem'e döndü. "Sağ ol." Dedi arkadaşının kızarmış yüzüne bakarken. "Sende çok fazla ekleme istersen, ayılmaya ihtiyacın varmış gibi."

"Öyle." Dedi Eylem, yeni doldurulduğu için hala ılık olan kupaları kulplarından değil kenarlarından kavrayıp masaya ilerlerken.

"Anlatmayacak mısın peki?" diye sordu bu kez Nazlı yaslandığı sandalyeye otururken. Her ne olduysa dün kendisi uyurken olmuştu ve Nazlı, arkadaşı için endişeleniyordu. Göreve gitmeden öncesinde bile Eylem'in pek tadı yokmuş gibi duruyordu ama bugün daha da farklıydı Eylem. Ve Nazlı, üzüntülerini Eylem kadar iyi kamufle eden bir kadını bu hale getiren sebepten merak ettiği kadar korkuyordu da.

Artık tamamıyla ısınmış olan kupayı hala ellerinin arasında sıkı sıkıya tutarken başını hafifçe iki yana salladı Eylem. "Sanki anlattıkça haklılığımı yitirecekmiş gibiyim."

Nazlı uzanıp arkadaşının bileğini kavrarken yüzünde anlayışlı bir gülümseme vardı.

"Haklı mısın peki?" diye sordu Nazlı.

Kahvesinden ufak bir yudum alırken hafifçe başını salladı Eylem. "Haklıyım." Dedi sesinde en ufak bir tereddütte yer vermeksizin. "Ama istediğim haklı olmak değildi. İstediğim sahip olamayacağım bir hayale dalmak da değildi."

"Bu her neyse sizin sonunuz olacak öyle değil mi?" diye sordu erkek arkadaşının aksine iyimser değildi. Aksine sesinde derin bir üzüntü vardı. Bakışlarını fincanından alıp arkadaşına çevirdi Eylem. Değil cevap vermek başını hafifçe sallamak için dahi birkaç kez yutkunması gerekti Eylem'in.

"Öyle." Dedi en sonunda. "Bu saatten sonra birbirimizden kopamayız belki ama birlikte tükenmemiz de çok uzak değil."

...............................................................................................

"Herkes iyi mi?" diye bağırdı. Yavuz, tim kulaklıklarından iletişim kurmalarını gereksiz kılacak kadar yakınındaydı ama az evvelki patlamanın yarattığı geçici duyma kaybı Komutan'ı yüksek perdeden konuşmaya itiyordu.

Timin tamamının etrafında olduğundan emin olan Hafız "İyiyiz komutanım." Dedi, yanan okul binasının bir bloğu patlamanın etkisiyle tamamen yıkılmış ve henüz itfaiyenin gelmediği olay mahallinde, yangın çoktan diğer bloklara sıçramıştı.

"Kahretsin." Diye mırıldandı Eylem, patlamanın etkisi ile düştüğü yerden kalkmaya çalışırken. Başı dönüyor, yer altından çekiliyormuş gibi hissediyordu. Destek alabilmek umuduyla tutunacak bir yer aradı ama nafile bir çabaydı. Açılan kaşından çenesine doğru akan sıcak, koyu sıvının rahatsızlığını duyumsuyordu.Gözleri iyiden iyiye kararmaya başlamışken, hemen önünde diz çöken adamın varlığını fark etti.

ORIONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin