20. Bölüm

2.2K 114 14
                                    


Selammmmm delifişeklerim. İftarlık niyetine bölüm getirdim size. Ne yorum yapıyorsunuz ne oyluyorsunuz diye bir miktar kırgınım ama napalım kol kırılır yen içinde kalır. 

Okumanız, beğenmeniz, yorumlarınızla yanımda olmanız ve #EyFetOrion tagine yazmayı unutmamanız dileği ile.


....................................................................................................................


  Eylem tüm dikkatini son iki saattir okuduğu kitaba verdiği halde üzerindeki bakışları hissedebiliyordu. Belki artık refleks haline getirdiği meslek alışkanlıklarından biri olduğu içindi belki de Fethi fazlasıyla ısrarcı olduğu için, emin değildi. Tıpkı ne olduğunu sormak konusunda emin olmadığı gibi.

Uzun süreden beri geçirdikleri ilk normal gündü. Güzel bir kahvaltı yapmışlar, harika bir film işlemiş ve ardından nasıl olduğunu anlamadıkları bir şekilde kendilerini yatakta bulmuşlardı. Ve şimdi batan günün habercisi olan turuncu güneş ışıkları salonlarına dolarken ikisi de nemli saçlarını umursamadan üçlü koltukta aynı battaniyenin altına kıvrılmış kitap okuyordu. Daha doğrusu Eylem okuyor Fethi ise bakışlarını üzerinde tutmaktan başka bir şey yapmıyordu. Ve Eylem adamın bugünü bozacak bir şeyler söyleyecek olmasının verdiği korkuyla dolup korkusuyla taşıyordu.Derin bir nefes alıp hiç adeti olmadığı halde kaldığı sayfanın kenarını hafifçe kıvırdı.

"Bir şey söyleyeceksin öyle değil mi?" Diye sordu başını hafifçe omzuna düşürürken. Bakışlarındaki tereddütün aksine yüzünde sevimli bir gülüş vardı.

Fethi elindeki kitabı nerede kaldığını işaretlemeye dahi gerek duymadan kapatıp kenara koydu. Üçlü koltuğun alt köşesinde oturmuş, kadının uzattığı bacaklarını kucağına almıştı.

"Aslında bir şey soracağım." Dedi, gerginken hep yaptığı kaşıyla oynuyordu.

"Ve az sonra kalp krizi geçirecekmişsin gibi duruyorsun." Diye takıldı adama Eylem. Sırtını yasladığı koldan ayrılmış bacaklarını kendine çekerek oturuşunu dikleştirmişti.

"Soracağım şeyi seni üzmesinden korkuyorum." Diye itiraf etti Fethi'de kadına doğru dönüp onun gibi bağdaş kurarken. Nefesleri birbirlerine çarpıyor ve dizleri hafifçe birbirine temas ediyordu.

"Beni terk mi ediyorsun?" diye sordu Eylem gülümsemeye çalışarak ama bu kez pek de beceremedi. Fethi kötü bir şey söyleyecekti. Aklına gelen ilk şey ikisinden birinin görev yeri değiştiği olmuştu ama bunun soru olacak bir tarafı yoktu.

Ufak bir gülümseme gelip geçti Fethi'nin dudaklarından. "Öyle bir ihtimal varmış gibi."

Gerginliğine rağmen adamın bu doğal tepkisine karşı hafifçe eğilip dudaklarına ufak bir öpücük kondurduktan sonra geri çekildi. "Hadi söyle."

Derin bir nefes alıp tek nefeste konuştu Fethi. "Eylem, ailenden neden hiç bahsetmiyorsun ya da Fransa'daki yaşantından? Geçmişine dair o kadar az şey biliyorum ki üstelik bunca zaman hiç bahsetmediğin için sormaya da çekiniyorum."

Eylem, karşısındaki adam her an ağlamasını bekliyormuş gibi kendisine bakarken bir an için donup kaldı. Bu muydu soru? Fethi'nin üzerindeki bu korku bundan mıydı? Geçmişte yaşadığı bir şeyi hatırlatırda kendisini üzerim endişesi miydi bu? Bir kez daha uzandı adamın dudaklarına, adamın şaşkınlığı ve korkusuna rağmen daha uzun bir öpücük bıraktı bu kez dudaklarına.

ORIONWhere stories live. Discover now