Senin Şişman Miss Right'ın olabilirim***

819 45 25
                                    

O gün çekimler, bayan mankenin de değişmesi sonucu epeyce uzamış gece yarısına doğru bitmişti. Herkes yorgun bir şekilde kendini eve atmaya çalışıyordu. Ben masadaki tüm makyaj malzemelerini yerlerine düzgün bir şekilde yerleştirirken setin ışıkları kapanmaya başlamıştı. Yalnızca odayı aydınlatan loş bir ışık vardı şimdi etrafta.

“Jenny!”

Kendimi işime fazla kaptırmış olmalıydım ki Niel’in dibime kadar gelmiş olduğunu fark etmemiş, sesiyle irkilmiştim.

“Seni korkuttum mu?” dedi ilgili bir şekilde Niel. Ona hafifçe gülümseyerek her şeyin yolunda olduğunu belirtmek istedim.

“Sadece biraz. Benden bir isteğin mi var Niel?”

Başını evet anlamında sallarken parmağıyla da dudaklarını gösteriyordu.

“Sanırım dudaklarım biraz çatladı. Benim için biraz dudak bakım balsamı verebilir misin?”

“Tabi ki. Bekle az önce gözüme ilişmişti. Hemen bulurum.”

Az önce kutulara koymuş olduğum makyaj malzemelerini tekrar çıkarıp iyice inceledikten sonra bakım balsamını bulabilmiştim. Serçe parmağımla biraz balsamdan aldıktan sonra Niel’in dudaklarına sürmeye başladım. Hepiniz biliyorsunuz ki Niel’in yüzünün dörtte üçü dudaklarından oluşuyordu. Bu yüzden Niel en çok dudaklarına özen gösterirdi. Dudak balsamlarımın çabuk bitiyor olmasının sebebi Niel’di. Onunkiler dudaksa benimkiler çamaşır ipi falan olmalıydı…

“Unni! ChangJo oppa nerede?”

Niel’in dudakları ile meşgulken Alex’in küçük kız kardeşi Ru Mi’nin sete teşrif ettiğini fark edememiştim.

“Bilmiyorum, üzerini değiştiriyor sanırım.”

Ru Mi belirgin bir şekilde sırıttı. O esnada ChangJo’yu üzerini değiştirirken hayal ettiğini herkes anlayabilirdi. Ru Mi tam bir ChangJo hastasıydı. Sürekli onun peşinden koşar ve ona yakın olmaya çalışırdı.(abisine benzemiş işte…)

Gözlerimi ondan ayırıp tekrar Niel ile ilgilenmeye devam ettim. Balsamı iyice dudaklarına yedirdikten sonra tekrar bulduğum yere geri koyuyordum ki Yoo Ju yanımıza geldi.

“Niel, üzerindeki ceketi geri almalıyım. Sponsora ait ve geri istiyorlar.”

Niel ceketi üzerinden çıkarırken üzgün bir ifade takındı.

“Ama bunu çok sevmiştim. Geri verecek olmam can sıkıcı.”

Yoo Ju’ya baktığımda aklından neler geçtiğini anlayabilmiştim. Niel’i üzecek hiçbir eylemde bulunmazdı.

“O halde ceket sende kalsın. Bu kadar sevmiş olduğunu daha önce söyleseydin keşke.”

Niel ilk önce elindeki cekete baktı sonra da Yoo Ju’ya.

“Başın belaya girmez mi?”

Yoo Ju başını iki yana hayır anlamına gelecek şekilde salladı. Aslında başının belaya gireceğini çok iyi biliyordu. Amacı yalnızca Niel’i utlu etmekti. Niel ile ikisi çok iyi anlaşırlardı. Fakat bu yalnızca basit bir arkadaş sevgisi değildi Yoo Ju için. Ona platonik şekilde âşık olması bana kendimi hatırlatıyordu. Onun benden tek farkı hoşlandığı kişinin karşısında aptalca durumlara düşmüyor oluşuydu.

“Pekâlâ, teşekkür ederim Yoo Ju. Bu iyiliğini unutmayacağım.” dedi Niel dişlerini göstererek gülümserken.

Bu sırada da Teen Top’ın diğer üyeleri yanımıza gelmişlerdi. Onlarla beraber Jin Joo da yanıma gelip koluma girdi. İş çıkışında benim evime gidip bir şeyler içmek için Jin Joo ve Yoo Ju’ya söz verdiğimi anımsadım o esnada.

You Are PerfectWhere stories live. Discover now