-3-

13K 1.3K 1.3K
                                    

🍁

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

🍁

Hayat keşke kırmızı şarap kadar güzel ve anlamlı olabilseydi.

Kesinlikle her şey yolunda gider ve üzümün eşsiz tadında yıllarca, mutluca yaşardık. Kimsenin emirleri altında yaşamaz kendi evimizde kendi kendimize mutlu ve huzurlu bir yaşam sürerdik.

Belki yine de öyle olmazdı bilemiyorum lakin torunlarımızın güzel hayatlar yaşamasını ve bu dünyada en iyi olduklarını hep kanıtlayacak nitelikte olmalarını istiyordum.

Bir toruna sahip olamayacağımı bilmeme rağmen kurduğum hayaller çok can yakıcıydı…  Ama hayatımın böyle olmasını istemiyor, kendi kurguladığım hayatta yaşamak istiyordum.  Her şeye rağmen hayaller kurmak ve o hayallerimde sonsuza kadar mutlu yaşamak istiyordum.

“Prenses Jimin.”

Düşüncelerimi, iç çelişkilerimi bölen kalın erkek sesi ile bakışlarımı benden uzun olan esmer tenli prense çıkardım. 

Salık bırakılan sarı, uzun saçlarım, ve saçlarımın hemen üzerindeki altın sarısı prenses tacımla Prenses olduğum uzaktan bile belli oluyordu.

Daha önce hiç görüşmüşlüğüm olmayan bu yabancı adamın ismimi bilmesi garibime giderken hafifçe gülümseyip mırıldandım.

“Buyurun?”

O da garip bir şekilde gülümseyip saygıyla eğildikten sonra esmer eliyle beyaz tenli elimi kavrayıp dudaklarını üzerine bastırdı ve bana çapkınca bir bakış atıp ince, pembe rengindeki dudaklarını aralayarak konuşmaya başladı.

“Ben Güney Kim Krallığı vasilerinden Kim Taehyung. Kral Kim Seok Jin’in erkek kardeşiyim. Ve siz sormadan söyleyeyim güzelliğinizden tanıdım sizi. Bizim oralarda güzelliğiniz çok övülür.”

Söylediklerine gülsem mi ağlasam mı emin olamadığım adama bakındım.

Cidden güzel miydim? Hwaranglar gibi?

Dolgun pembe rengindeki dudaklarımı birbirine bastırıp gülümsememek için kendimi tuttum. Bu prens kibar hareketleriyle çok tatlı gelmişti gözüme.

Ama yine de onun iltifatını havada bırakmamak için dolgun dudaklarımı birbirine bastırmayı bırakarak nazikçe konuşmaya başladım.

“Çok teşekkür ederim Prens Taehyung. Ben de sizinle ilgili çok hoş şeyler duymuştum.”

Prens Taehyung gülümseyip tekrar konuşacağı sırada yanımıza hızla gelen Dan Bi ile Prens Taehyung bir buz kütlesi misali donakaldı.

Prens Taehyung  ile birbirimize yakın olduğumuz için kalbini
hızla dövüldüğü göğsünün sesini işittiğimde gülmemek için kendimi oldukça kasıyordum. Şu hikayelerdeki gibi ilk görüşte aşk saçmalığı mıydı bu yani?

Prince Or Princess? • KookMin [✓]Where stories live. Discover now