Her zamanki gibi güneş yine en tepesindeydi Mardin'in. Işık saçıyordu her bir evin tepesine içindeki karanlık hayatları bilmeden.
Şilan'da açmıstı gökyüzü gibi gözlerini o sabaha karanlık günlerin yaklaştığını bilmeden.
Ben benim için geldiğini sansam da, o biraz önce üzerine içecek döktüğüm kadının kolundan hızla çekip dudaklarına yapışmıştı.
Ben gözlerim ve ağzım bir karış açık bir şekilde olanları izliyordum.
Böyle bir adamdı işte o, hayatı eğlenerek, hiç zor durumda kalmamış,acı ne demek bilmeyen ve umursamayan bir adamdı.
Tüm cesaretimle ellimdeki tepsiyi alıp hala Alas'ın kucağında olan kıza yaklaştım.
Alas'ın yüzüne bile bakmıyordum. Kızın yanına geldiğimde içeceği uzatıp "ben gerçekten üzgünüm, buda bizden.. özür için" dediğime kız elimdeki içeceği alıp üzerime dökmüştü.
"Şimdi ödeştik, git bana yenisini getir!"
Siniri tüm hücrelerimde his ediyordum, Alas birden ayağa kalkıp "ne yaptığını sanıyorsun sen Didem!" Diye bağırdığında ben hala kıza nerden dalıcağımı düşünüyordum.
Adı Didem olan şahıs Alas'a biraz daha sokulmuş "ama aşkım o da benim üzerime dökmüştü!"
Yok artık, gerçekten hiçbir zaman iş bulamayacağımı bilsem bile bu kızı dövecektim.
Ellerimi saçlarına dolayıp çekiştirmeye başladım kız karşılık vermiyor aksine o cırtlak sesiyle bağırıyordu.
Alas beni arkadan kucağına almış, ne kadar bağırıp, saldırmaya çalışsam da beni dışarı çıkarmıştı.
"Bi dur ya, bu ne sinir yaban gülü?!"
daha kızdan hıncımı alamadığım için hala sinirliydim ve birine saldırasım vardı.
Eee tabi iyi günümde olduğum için hiç bilmediğim bir şekilde Alas'ın ağzını, burnunu kırmak istiyordum.
Birden tokatımı hızla yüzüne indirdim. Ben rahatlasamda o tokatı atmama rağmen gülümsüyordu ve bu benim sinirlerimi iyice geriyordu.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Birden bağırarak "gülme!" Dediğimde biraz daha sırıtmış "rahatladın mı?" Diye sorunca başımı ukala bir şekilde sallamıştım.
Birden beni kucağına aldığında çığlığı bastım.
"Ya sen manyak mısın? Bırak beni!" Diye bağırdığımda "sana bir daha bana tokat atarsan kendini ormanda bulucağını söylemiştim!"
Ne saçmalıyordu bu adam ya!?
Yani korkmuyorum diyemezdim çünkü bu adamdan herşey beklenirdi.
"Lütfen bırak beni ya!" Ben hâlâ kucağında çırpınırken o hiç umrunda bile olmadan beni hızla arabanın içine bırakıp, hızla kendi tarafına geçti ve kapıları kilitledi.
