KUMA-8

67.3K 2K 389
                                    

Kalbim yerinden çıkıcakmış gibi hızlı atıyordu. Ne olmuştu az önce? Kimdi o adam?

Ben böyle şaşırmış bir şekilde düşüncelere dalmışken birden kapının tekrar çalmasıyla kendime geldim.

Kalbimin ritmi git gide hızlandığını his edebiliyordum.

Ya yine o adamsa? Düşüncesiyle kapıyı açmamaya karar verdim.

Ben korkudan tir tir titrerken birden kapının açılmasıyla hemen o tarafa doğru baktım.

Azat bana tedirgin bir şekilde bakıyordu "güzelim niye açmıyorsun kapıyı!?" Dediğinde hemen kendimi toparlayıp "şey duymamışım" dediğimde sanırım uzatmak istemediği için birşey söylemeden yanıma otturdu.

"Özür dillerim geç kaldım biraz" dediğinde aklıma tekrardan o adam gelmişti.

"Hayır, hayır zaten bende uyuya kalmışım" dediğimde başını sallayıp anlıma küçük bir öpücük bıraktı.

Ona o tanımadığım adamın geldiğini söyleyemezdim.

Gerçekten aileme zarar vere bilecek bir tipi vardı.

Mardinli olmadığı kesindi yani ne biliyim soytarı gibi bir tipi vardı ayrıca giyiniş tarzıda bi farklıydı siyah kapşonlu ,siyah dar pantolonuyla çok korkutucuydu.

Ne!? adamın yüzüne bakmaya korktuğum için üstlerini incelemiş olabilirim.

Adamı bir daha asla görmeyeceğim için çok fazla düşünmeden konuyu kapatmalıyım, oldu ve bitti.

Azat birden "düşüncelisin?" Dediğinde afalladım.

"Y-yok niye düşünceli olucakmışım ki?"dediğimde gülümseyip "ne billiyim bana öyle geldi galiba"

Daha fazla bu evde kalmak istemediğim için birden "Azat konağa şimdi dönelim mi?" Dediğimde ilk afallasada sonradan "olur sen bilirsin güzelim" deyip elimden tutu ve kaldırdı.

Zaten aniden geldiğimiz için pek birşeyimiz yoktu.

Azatla arabaya binince konağa doğru yolla koyulmuştuk.

Azatın etkisinden dolayı Havin'ni ve konaktakileri unutup eğlenmiştim, şimdiyse nasıl yüzlerine bakıcağımı düşünüyordum.

Konağa yaklaşmıştık ve ben utancımdan yerin dibine girmek istiyordum.

Gece olduğu için konaktakinlerin uyumuş olması işime gelmişti Azat'la birlikte odaya girdiğimizde Azat hemen kendini yatağa atmış bense duşa girmek için banyoya doğru yol aldım.

Saçlarımla uzun bir süre uğraştıktan sonra Azat'tın yanına geçtim.

Azat'la konuşmam gerektiğini biliğim için
hemen yanına geçip benim için çok zor olsada direk konuya girdim.

"Azat uzun zamandır benim yanımda kalıyorsun bence birazda Havin'nin yanında kalmalısın eminim onunda sana çok ihtiyacı vardır, hem sen onunda kocasısın"

Dedikten sonra başımı öne eğince çenemden tutup kaldırdı ve dudaklarıma küçük ve masum bir öpücük bıraktı.

"Sen en büyük sevgiyi hakedecek kadar mükemmel , Herkesin sevmeyi haketmeyeceği kadar özelsin."

Dediğinde gülümseyip odadan çıktı.

~~~AZAT'DAN~~~

Telefon geldiğinde beni nerdeyse bir haftadır tehdit eden adamın bulunduğunu öğrenmiştim.

Hızla oraya ulaştığımda köylü birinin tarla kavgası yaptığı başka bir köylüyle karşılaştım.

Neymiş efendim tarlasından kimse geçemezmiş, bende buna karşı çıktığım için beni tehdit ediyormuş.

O işi hal ettikten sonra dağ evine geri döndüm.

Ee Şilan'nın dönelim demesiylede konağa geri döndük, Şilan sanki benim içimi okuyor, sanki benim diğer yarım.

Bana Havin'le kalmam gerektiğini söyleyince baya bir şaşırdım.

Neydi melek mi? Nasıl bu kadar temiz bir kızdı? Yada ben kos koca Azat ağa neden daha önce fark etmemiştim bu güzel kızı.

Düşüncelerimden kurtulup Havin'nin odasına girdim çünkü biliyordum onunlada vakit geçirmeliydim.

Normalde asla Şilan'nı alıp, onu burada bırakıp tatille gitmezdim ama bunu hak etmişti, yaptığı şey çok yanlıştı.

Beni gördüğünde şaşkınlıkla yanıma gelip boynuma atladı.

"Özür dilerim Azat çok özür dilerim" dediğinde birden tekrar sinirlendiğimi his ettim.

"Benden değil Havin özür dilenmesi gereken kişi ben değilim" Dediğimde başını önüne eğdi.

"Tamam Azat yeterki sen iste, sabah ondan özür dilerim ama nolur affet beni seni çok özledim."

Dediğinde daha fazla uzatmamak adına kafamı tamam anlamında salladım.

Biliyordum Havin'nin de çok zor zamanlar geçirdiğini, bu yüzden bu konu üzerinde çok fazla durmadım.

Havin'nin ellini ellerimin arasına alıp yatağa doğru götürdüm.

~~~SABAH-ŞİLAN'DAN~~~

Sabah gözlerimi tedirgin bir şekilde açtım.
Sanırım Azat'ın kollarında uyanmaya alışmıştım.

Bana göre bu çok yanlıştı sonuçta o sadece benim kocam değildi.

Üzerime gözlerime yakışan bir mavi elbise giyip mutfağa doğru yolla koyuldum.

Mutfağa girdiğimde Havin'ni sevinçli bir şekilde kahvaltı hazırlarken gördüm.

Azat'tı kendi ellerimle onun odasına gönderdim peki neydi bu içimdeki sıkındı.

Hakkım var mı böyle his etmeye?

Bem bu düşüncelere dalmışken Havin'nin birden "Özür dilerim" demesini beklemiyordum.

"Bak ben kocamı paylaşmak zorunda kaldım ve bu benim çok zoruma gitti tamam mı o yüzden yaptım."

O kadar masum bir şekilde söylemişti ki sanki ellime çay döken o değilmiş gibi.

"Önemli değil Havin, ama benide anla lütfen bende buraya kuma olarak gelmek istemezdim"

Dediğimde başını salladı biz konuşmaya dalmışken birden Dilan arkamdan sarılıp "yengoş nerdesin ya valla özlettin kendini" deyince bende ona sarılıp "bende seni özledim Dilan" deyip onunla biraz sohbet etmeye başladık.

1 saat sonra bütün konak uyanmış, kahvaltı hazırdı herkes sofraya geçerken birden merdivenlerden inen kocama takıldı gözüm, o da beni görünce hızla yanıma gelip dudaklarıma masum bir öpücük bıraktı ve "seni çok özledim cadı" dedi ona yaladan sinirle bakıp "ben seni hiç özlemedim valla yatakta yayıla yayıla uyudum oh mis" dediğimde birden kaşlarını çattı

"Demek özlemedin hı?" Diye sorunca kafamı evet anlamında salladım, tam birşey söyleyecekti ki Havin'ni görmesiyle susup kahvaltı masasına geçti.

Bende hemen arkasından hızla masaya oturdum kahvaltıyı önceden hazırladığımız için yapılacak birşey yoktu.

Rojin annenin birden "eee kızım torun ne zaman?" Deyince öksürmekten konuşamamıştım bile.

Azat zor durumda olduğumu anlayıp "anne sofradayız!" Dediğinde kızarmış yüzümü boş verip Havin'ne baka kaldım.

Gözlerindeki yaşları bir çırpıda silip o sözleri ağızından döktü.

"Ben hamileyim!"

KUMA (Tamamlandı)Where stories live. Discover now