KUMA-10

63.4K 1.7K 152
                                    

Hayatın bu kadar kısa olucağı aklımın ucundan
bile geçmezdi, o kadar tuhaf ki daha 3 ay önce öğrenmiştim kalbimin yavaş yavaş öldüğünü.

Oysa Şilan girmişti o yavaş yavaş ölen kalbime.

Nasıl olurda kalbim yavaşça ölüme doğru giderken ona kapılmıştım?

Oysa sadece çok fazla ve çabuk yoruluyorum diye gitmiştim doktora ama şimdiki halime bak, ben ölünce çoçuğum ne olucak diye düşünüyorum hayat ne garip.

Ben bu düşüncelere dalmışken aklıma  masanın üzerindeki ilaçlar gelince birden afalladım.

Hemen Fatma ablayı arayıp odayı kilitlemesini ve soran olursa kilidin nerde olduğunu bilmediğini söylemesini istedikten sonra telefonu kapatım.

~~~ŞİLAN'DAN~~~

Aklımdan o haplar çıkmadığı için tekrar yukarı çıkıp yavaş adımlarla Azat'ın çalışma odasının kapısını açtım yani açmaya çalıştım,

Kapı saçma bir şekilde kilitliydi, oysa 10 dakika önce açmıştım kendi ellerimle.

Hızla aşağıya inip Fatma ablayı aramaya koyuldum.

Aradığım kişiyi mutfakta bulunca hızla yanına yaklaştım "Fatma abla Azat'ın çalışma odasının anahtarı nerede?"

Diye sorunca Fatma abla "bilmiyorum ki kızım hiç görmedim. Sen istersen Azat ağaya bir sor belki Rojin hanımın almasını istemiştir" deyince "tamam Fatma abla sağol" dedikten sonra odama doğru yola koyuldum.

Nasıl olurdu da 10 dakikada oda kilitlenir üstelik anahtar ortadan kaybolur.

İlaçları akşam Azat gelince ona sorucağımı aklıma not edip aşağıya indim.

Havin'nin masayı tek başına kaldırmaya çalıştığını görünce koşarak masanın diğer ucunu tuttum.

"Havin sen hamilesin dikkat etmen gerek kendine, neden tek başına kaldırmaya çalışıyorsun masayı?"

Dediğimde bana gülümsetip "sen neden sana bu kadar kötülük yapmışken beni ve bebeğimi düşünüyorsun?" Deyince affaladım böyle birşey beklemiyordum.

Sahi ben niye onları düşünüyordum? Neden Havin'ni masa kaldırırken gördüğümde bütün bedenimi korku sarmıştı?

Havin hala bir cevap beklerken birden "çünkü seni ve bebeğini seviyorum, size değer veriyorum çünkü biz bir aileyiz."

Dediğimde Havin birden bana sarılıp "biz bir aileyiz" dedi tekrardan.

Havinle masayı hazırladıktan sora Azat'lar gelmiş, herkes sofraya oturmuş sakin bir şekilde yemek yiyordu.

Dilan'nın birden "ee yenge bebiş nasıl iyimi" dediğinde havin başını eğip "iyi çok şükür Dilan" dediğinde Dilan "artık gelsede sevsek ya dimi abi" dediğinde Azat'ın yüzünü bir hüzün kapladı,

"İnşallah  Dilan inşallah" dedikten sonra herkes yemeğe devam etti.

Yemekten sonra erkekler avluda çay içmiş, biz kadınlarsa sofrayı toplamış mutfakta sohbet ediyorduk.

Bütün kadınlar gülüp eğlenirken benim aklımdaki tek şey o ilaçlardı, ayrıca neden bebek konusu geçince Azat'ın hüzünlendiğini hala anlamış değilim.

KUMA (Tamamlandı)Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz