Bölüm 32 / Part -1

28.2K 1.9K 802
                                    

Bir yazarın okuyucularını özlemesi size garip gelebilir ama özlüyorum... Bölüm yayınlamadığım günler sizinle etkileşimimiz az olduğu için Cumayı en az sizin kadar ben de iple çekiyorum🙈

Sizi çok ama çoook seviyorum. Keyifli okumalar dilerim💕

Bölüm sonuna, bir sonraki hikayemizle ilgili not bıraktım göz atmayı, fikir beyan etmeyi unutmayın💋

Havaalanlarında yaşanılan o sahne vardır ya hani kadın arkasını dönerek yürür adam ağır çekimde koşar falan... Hah, biz şu an tam tersini yaşıyoruz. Ortama bariz bir şekilde Mehmet'in kaçma isteği, benim de kovalama güdüm hakim...

Genel havacılık terminali önünde dakikalardır Mehmet'e yarın yapması gerekenleri anlatıp duruyorum. Sürekli başa sarıyorum falan...

"Bak anladın dimi beni? Ben gidiyorum, abim iniş yapmak üzeredir." terminalin girişinde yakıt ikmali yapılırken abimin beklemesi için hazırlanan salona götürmek için beni bekleyen görevli şu an içinden 'biriniz anlasın da gidelim artık, yeter! ' diyor eminim...

"Beliz, abartıyorsun. Kimsenin yarın bana eziyet edeceği yok. Medeni bir şekilde tanışacağız sonra çıkıp evimize geleceğiz." YA BEN DAKİKALARDIR NE ANLATIYORUM!? Hiç dinlememişsin, yine başa sardık!

"Mehmet, bak duvara anlatsam ikna olmuştu şimdiye kadar! Diyorum ki Kuzey ne derse tamam de çünkü kendisi emin olmadığı hiçbir konuda fikir beyan etmez. Malik'le sakın inatlaşma, sessiz sakin durmasına da aldanma Malik de en az Kuzey kadar insanlara dünyayı dar etmekte uzman! Babam sana 'Temel' derse Temel'miş gibi davran-" NEDEN SÖZÜMÜ KESİYORSUN?!

"Tamam evet, sizin evin erkekleri çok bilmişlik sevmez." Hah evet! Bunu kapmışsın mesela! Babamın insanları kabullenene kadar, onlara 'dış kapının mandalısın' deme şekli gerçek isimlerinden bağımsız isimlerle seslenmesidir.

Dayımı evlendikten sonra bile yıllarca farklı farklı isimlerle çağırmış. Sebebi ise annemi istemeye gittiklerinde babama davranışları! Benim babam köprüyü geçmeden dayıma ayı demiş insan! Sana neler der, orasını artık sen düşün?!

Bakmayın pamuk gibi göründüğüne kendisi 'Bir kilo pamuk mu daha ağırdır yoksa demir mi?' Sorusunda herkesi şaşkına uğratan ve demirle aynı ağırlıkta olan pamuk! Yumuşak olan değil yani!

"Akşam arayıp sözlü yapacağım, tamam mı?" beni içeriye doğru postalamaya çalışmaları arasında kurabildiğim en mantıklı cümleyi kurup görevliyle terminale girdim.

"Mehmet Bey, sizin erkek arkadaşınız mı?" bir anda bana yöneltilen soruya verdiğim tepki tavşanın gözüne far tutulunca olandan farksız.

"Siz Mehmet'i nereden tanıyorsunuz?" HAYIR NE GİBİ BİR GEÇMİŞİNİZ OLABİLİR Kİ?! Allah'ım bir anda aklıma R.K. Lilley'in Up in the Air* serisinin sahneleri doluştu. Bilmeyenler için kitap, uçuş ekibinde yer alan bir kadının ve ünlü bir iş adamının doludizgin(!) aşkını anlatıyor.

"Çok fazla seyahat ettiği için uçuşu beklerken kendisini ve misafirlerini lounge* da ağırlıyoruz." Mantıklı. Ee tabii sen de tanımakta haklısın...

Benim beynim kısa devre yaptı be ablacığım yoksa hemen anlardım ama aklım beş karış havada benim. Bu arada cidden havada mecaz yapmadım yani! Şu an semada süzülen Hitler jr.'ı bekliyorum...

"Kuzey Bey gelmedi mi?" Boş ver sen Mehmet kim falan sen benim fırtınadan haber ver. Düşmüş mü uçağı?

"Kuleden iniş izni alınmış efendim." Demek düşmedi... neyse zaten kendisi bana canlı lazım. 'Her şerrin içinde vardır bir hayır' Cümlesindeki şer olması ilk kez bir işe yaracak ne de olsa...

İstanbul MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin