Bölüm 2

58.9K 2.6K 671
                                    



Akşam trafiği yüzünden eve gidişim beklediğimden uzun sürdü. Bihter'in istediği yemeklerin de bu gecikmede etkisi yadsınamazdı tabii ki.

Evin kapısına vardığımda Bihter'i yemeklerin kokusunu almışçasına kapıda beni beklerken buldum.

"Ne o yemeklerin kokusunu mu aldın Biho?" Evet biliyorum iğrenç bir mizah ama ne yaparsınız o zamanlar lise yıllarındaydık ve her şeyi kısaltma eğilimimiz vardı. Hoş görün.

"Hayır üstün zeka, siteye girdiğini kameradan gördüm. Dahiyane planın için Salak komşularımızdan sarışın olanın eve gelmesini bekliyordum da."

Elimdekileri yere bıraktıktan sonra spor ayakkabılarımın bağını çözerken eski planına artık ihtiyacımız olmadığını Bihter'e söyledim ama dinlediğinden emin değilim çünkü o çoktan paketleri açarak sarmaları boğazına dizmeye başlamış.

"Ne demek plan iptal?! Ne yapacağız kapıda çiçeklerle mi karşılayacağız bu sülükleri?" Gözlerimi devirme dürtüme engel olamadım.

"Hayır, Tanju Amca'ya durumu anlatacağız."

"Oha, bu nasıl bizim aklımıza gelmedi? Benim gelmemesi normal de senin gibi bir pirananın nasıl aklına bunca zaman gelmedi?" Kendini tenzih edip tüm suçu bana atman ne kadar da güzel!

"Şimdi de benim aklıma gelmedi zaten. Mehmet'in aklına geldi." 

"Mehmet kim?" Ağzı dolu bir şekilde sorduğu soruyu anlamak bir tek bana has bir yetenek olsa gerek çünkü o ağzından çıkan sesleri bir yabancının tercüme edebilmesi mümkün değildi. 

"Hoşlandığım çocuk." Günlük bir konuşmaymış gibi birden söylemiş olmam Bihter için hayatı bir risk teşkil etti maalesef bu sözümün arkasından uzunca bir süre Bihter'in boğulma tehlikesini atlatmaya çalışmasıyla geçti. Garibim o kadar şok oldu ki dakikalarca öksürüp kıpkırmızı oldu.

"Ne demek hoşlandığım çocuk?"

"Bi, ben galiba birinden hoşlandım yani kalbim tekledi." Tam olarak ne olduğunu nasıl anlatayım ki? Başıma ilk kez geliyor sevgili okur.

"Off aşkım sigaradandır o. Bana da oluyor arada." Benim sözlerimle beni geçiştirmesi hiç hoş değil. Daha yaratıcı olmasını beklerdim.

"Şaka değil ciddiyim." Yüzümdeki ifadeden durumun ciddiyetine varan arkadaşım yerinde sıçramaya ve anlamlandıramadığım figürlerde dans etmeye başladı.

"Ya inanamıyorum. Ben senin insani duygularını, stalk ve mizah yeteneğine yer açmak için aldırdığımızı sanmıştım."

Bihter ile olan konuşmalarımın genelinde olduğu gibi bunda da gözlerimi devirerek derin bir nefes aldım.

"Hemen göster bana o çocuğu" Bundan sonrası tahmin edersiniz ki evimizde en sevdiğimiz köşe olan kış bahçesine geçerek saatler süren bir stalk ve dedikodu serüveninin başlangıcı oldu. Kız whatsapp grubum durumla ilgili bilgilendirilmiş ve sohbete görüntülü konuşma üzerinden dahil olmuşlardı.


Ekibin kalan ikilisi ,Ayça ve Dilan, Ankara da okuyor maalesef. Bu zorunlu ayrılıktan dolayı mecburen ayda bir ya biz Ankara'ya gidiyoruz ya da onlar İstanbul'a geliyor. Yaklaşık dört senedir bu ritüel hiç bozulmadı. Bu hafta sonu için de bilet almışlardı ama şimdi yeni gelişmeler sebebiyle biletlerini erken bir tarihe çekmek için uğraşıyorlar.

Yaşanan her şeyi saniyesi saniyesine kızlara aktarırken, tam Mehmet'in egosuna oynadığım anlardan bahsederken Bihter diğerlerini de temsilen yüzüme tükürüp 'Çenen kopsun İnşallah' dedi. Canım arkadaşlarım nasıl da severler beni...

İstanbul MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin