Bölüm 7

33.5K 2.2K 319
                                    


Kimsenin dikkatini çekmemek için kahveleri dağıtıp salonun bir köşesine oturup haberin devamını dinledim. Spiker, gece boyu içerde samimi görüntülendiklerinden bahsederken benim ne hale geldiğimi bilse bu kadar ruhsuz anlatmazdı olanları.

Haberin arka fonuna Ferdi Tayfur'dan Sen gittin'i koyar öyle sunardı ama bilmiyor işte. Hani, magazin haberciliğinde "infotainment yani "eğlendirici bilgi" olarak adlandırılan yayıncılık anlayışı benimsenirdi?
Benim kırılan kalbim, hele de kadının gazetecilere baktığında yüzündeki memnun ifadeyi gördüğümde kararan umutlarım pekte eğlendirici gelmedi bana.

Daha Mehmet'in adını magazinde duymadım sözünün üstünden bir hafta bile geçmedi ki bu haberle yüz yüze geldim. Gördüğünüz gibi Maşallah dediğim üç gün yaşıyor.


Annemler içimde kopan fırtınadan habersiz yengemin gelinliğinin duvağını tartışıyor. Ben de odama kendimi kapatıp ağlama isteğiyle dolup taşıyorum. Bunu bile rahatça yapamayacağımı bilmek daha da harlıyor içimdeki öfkeyi. Öfkem kendi salaklığıma. 

Ben de mesajla Bihter'e hemen gelip beni almasını söyledim. Evleri bize çok yakın olduğu için fazla uzun sürmeden geldi kurtarıcım. Ben de ev ahalisine yüzümden hiç eksik etmediğim ama şu an bin bir güçlükle yerleştirdiğim gülümsememle dönüp.


"Millet, Bihter beni almaya gelmiş. Canı sıkkın galiba." Annemler normal zamanda böyle bir açıklama yapıp akşamın bilmem kaçında evden çıkmama müsaade etmez ama gel gör ki konu Bihter namı diğer bizim evin üvey evladı.


Annem de 'Tamam yavrum geç kalma, anahtar al. Derya teyzene selam söyle' gibi şeylerle beni kapıya kadar uğurluyor. Kapıda beni bekleyen Bihter'le de selamlaşınca evden ayrıldık.


"Ne oldu Belo anlat?" o konuşmamı istiyor bense ölümüne susmak istiyorum.

"Bihter, eve gidelim. Ben sende kalırım akşam." Camdan dışarıya bakıyorum gözlerim dolu. Dönüp konuşacak halim yok.

"Tamam aşkım." Soru sormaması gerektiğini biliyor. Hoş birbirimizin ciğerini biliriz ya neyse. Bihterlerin evine vardığımızda kapıda bizi Derya Teyze karşıladı.

"Hoş geldin, bitanem. Nasılsın? Özlemişim ben kuzumu." Bana ne kadar iyi geldiğini bilmeden sarıldı. Ben de bunu bekliyor gibi daha sıkı sarıldım. İçerden kimin geldiğini soran Adnan Amca'ya da selam vermek için salon kısmına geçtik. Beni görünce en az Derya Teyze kadar sıcak bir sarılmayla karşılıyor.


"Hoş geldin kızım, nasılsın?" şeklinde başlayan hal hatır sorma merasimine okul bitince neler yapacağımız ekleniyor. Ben ne cevap verdiğimi hiç hatırlamıyorum inşallah kaplumbağa terbiyecisi olacağım gibi saçma şeyler söylememişimdir. Bihter, sıkıntımı anlamış olacak ki konuyu geçiştirip ayaklanıyor. Kapıdan çıkmak üzereyken kimse durumu anlamasın diye gülümsüyoruz.

"Anne biz biraz yalnız kalalım. Ozi gelmesin odama." Ozan, Bihter'in kendinden 12 yaş küçük kardeşi ve tam bir an bozan. Tüm güzel anların ortasına tüy dikmesiyle bilinir. Ne zaman Bihterlerde kalsak ya da birlikte tatile gitsek peşimize takılır bütün dedikoduları dinler tüm annelere anlatır. Üzerine bizden iyi bir dayak yer ama uslanmıyor eşek sıpası. Bizi de sevmez zaten ama sebepsiz yere kuyruk olmakta ısrarcı.

Karşımda kısık gözleriyle josefinde oturan Bihter'in içimde olan yıkımdan haberdar olmaması için yüzümde bir gülümseme taşıyorum. Çok zorlanıyorum çünkü içim acıyor, nefes alırken göğsümdeki yük işimi zorlaştırıyor ve ben bunlara çok yabancıyım.

İstanbul MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin