İstanbul Masalı

Bölüm 21 / Part-1

Sevgililer gününüz kutlu olsun sevgililerim ❣️😂

Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi ve beğenilerinizi benimle paylaşmayı unutmayın😊

Sizi seviyorum💕 Keyifli Okumalar Dilerim🙏🏻

Hayır, anlamıyorum ben bu dünyaya dert çekmek için mi geldim? Dert çekmek için gelmesiysem bile gelinlik modeli dinlemek için geldiğim kesin. Haftayı günlere bölmüşler, bir kısmını yengem olacak Seda, diğer kısmını kuzenim demek istemediğim ama kan bağlarımın aksini iddia ettiği Nalet, bana zehir etmeye yemin etmiş.

Yok efendim duvağı beş santim kısaltmalı mıymış? Ne değişecek ya Allah için NE! Başın göğe mi erecek, boyun mu uzayacak, aklın mı artacak nedir yani! Gelinliğin askısı omuz başında dursa ne olur omuz başlangıcından 3 santim içerde olsa ne olur! Ayrıca askılı gelinlik mi olur ya bu devirde? Zaten tarlatanın feleğini şaşırtacak kadar kabarık bir etek diktirmişsin daha ne askısı?!

Nalet'in yok olası eteği biraz daha kabarırsa doğum günü süsü misali kendi ekseninde yuvarlanarak Nalet'i içine alacak ve tüm dünya huzura kavuşacak.

Şimdi bu ponçik, minnoş, şirinlik ve harikalık abidesi insan yani Beliz'iniz neden bu kadar sinirli merak ediyorsunuzdur sayın Belizseverler, hemen açıklayayım.

ÇÜNKÜ BENİ ÇIĞRIMDAN ÇIKARDILAR. BENİ EVLİLİĞE DAİR VAR OLAN HER ŞEYDEN SOĞUTTULAR. Yan koltukta oturan yengem İstanbul sınırlarına girdi gireli bir saniye bile susmadığı gibi bir salise bile gelinlikten başka bir konu konuşmadı.

"Seda kapıyı açarım seni akan trafiğin altında kalman için aşağıya atarım artık yeter!"

"Bana bak görümce, sen beni anlayamazsın. Başka şehirde gelinlik diktirmek ne kadar zor sen biliyor musun? Sürekli provaya gel, her dakika telefondan konuş, yazış. Bir aksilik çıkarsa diye elim yüreğimde yaşıyorum ben!" Şirrete bak ya!

"Ben mi dedim sana te İzmirlerden kalk İstanbullarda gelinlik diktir diye? Ayrıca düğünün Haziran'da. Sence de abartmıyor musun?"

Kaynanası olacak annem, 'Organizasyon şirketleriyle ilgileniyorum ben' diye kaçsın, kayınbabası olacak babam gelinliğin parasını verip kaçsın, kocası olacak abim demeye dilimin varmadığı kişi zaten kaçmasın diye bir işin ucundan tut diyen yok. Beliz mi bu ailenin tek eşeği? EVET.

Sabahın kör vakti kalktım yengemi havaalanından aldım ve çılgın düğün maratonuna start verdim. Önce İzmir'de 500 Koton açmak yerine bir tane bile doğru düzgün açılmayan Victoria Secret'a doğmamış çocuklarının rızkını bıraktık, sonra düğün ayakkabısının topuğu ola ki (!) kırılır diye aynısından bir tane daha aldık şimdi de gelinlik provasına gitmek için Cuma günü İstanbul trafiğinde sürünüyoruz.

Şimdi düşündüm de sizle görüşmeyeli epey bir zaman geçmiş. Aslında çokta bir şey kaçırmadınız sevgili okur. Mart başında çıktığımız Amerika seyahatinden az daha sınır dışı edilerek dönüyorduk ama neyse bunu çok başka bir zamanda sizlere detaylıca anlatacağım.

Bihter diyetini hala bozmadı, Dilan ve Abdullah bu süre içinde tabi ki bir çok kez ayrılıp barıştı. Ayça eski sevgilisine geri döndü. Anlayacağınız normal hayat rutinimizi hiç bozmadık. Gerçi bir ara sınav haftasından dolayı hayatla bağlantımı kestiğim oldu ama o süre zarfında bile Mehmet'le olan bağlantımı bir saniye bile olsa kesmedim. Çünkü erkek değil mi hepsi aynı.

Ben kitlenmiş trafiğin açılmasıyla gördüğüm küçük bir umut ışığına sarıldığım vakitlerde arabanın içinde yankılanan telefon sesiyle ekrandaki isme baktım.