Kalbimi Frambuazlı Pasta Gibi Çarptıran Adam***

2.8K 62 38
                                    

Rüzgârlı bir Seoul günüydü. İşimi bir an önce bitirip reçelli çöreklerimden yemek istiyordum. Çekimleri olan idollerin şimdiye kadar çoktan gelmiş olmaları gerekiyordu ama bu saatlerde şehir merkezinde oldukça trafik olduğunu hepimiz biliyorduk. Geç kalmaları da bu yüzdendi. 

Çekim için neden bu çocuk parkının seçilmiş olduğunu bir türlü anlayamıyor fakat bu konu üzerinde de o kadar kafa yormuyordum. Şişme montumla birlikte olduğumdan çok daha geniş gözükmem o anda çokta umrumda değildi. Çünkü rüzgâr giderek şiddetini arttırıyordu. 

Başımı sağa doğru çevirdiğimde orada bir hareketlilik olduğunu gördüm. Sanırım herkesin beklediği idoller sonunda çekim mekânına ulaşmışlardı. Ayağa kalkıp işim için hazırlanmaya başladım. Tam o esnada henüz gözlerimi idollerden ayırmamışken dünya birden yavaşlamış ve yavaş çekime geçmişti. Aralarından birisinin gülümsemesini gördüğümde kalbim frambuazlı pasta görmüş gibi çarpmaya başlamış ve ona hemen oracıkta âşık oluvermiştim. Hızlı ve acısız bir aşk başlangıcı olmuştu benim için. Neden âşık olduğunuz kişiyi görünce dünya yavaş çekime geçer henüz çözebilmiş değilim ama o kısacık zaman diliminin daha da uzaması için dünyanın ultra yavaş moduna geçmesini çok istemiştim. 

İşte Teen Top ile ilk karşılaşmam bu şekilde olmuş, L.Joe’ya olan umutsuz aşkım da bu şekilde başlamıştı… Öyle ki ona olan sevgim düşüncelerimi bölmeye sebep olmuştu. Her gece uyku perimin uçup gitmesine tahammül edemez oldum birden. Onu bütün benliğimle sevdiğimi biliyor muydu, biliyor da bilmezden mi geliyordu veya hiç bilmek istemiyor muydu bir fikrim yoktu.

Benim adım Jenny. Jennyfer Tyler. Arkadaşlarım bana Jenny derler. Üç sene önce asıl vatanım olan Kanada’dan Kore’ye çalışmak için geldim. Kanada’da aldığım eğitimle birlikte burada iş bulmam o kadar da zor olmamıştı. Kore’de gelişen müzik sektörüyle beraber benim işime olan talep giderek artıyordu. Ben idollerin yüzlerini kusursuz yapmakla görevli kişiydim. 

Burada yaşadıkça Korece’yi de kısa sürede sökebilmiştim. En başta küçük idol grupları ile çalışıyorken bir gün K-pop tarihinin en köklü gruplarından biri olan Shinhwa’dan teklif almıştım. Hiç düşünmeden bu teklifi kabul etmiş olmam benim hayatımı değiştirecek olan kararımdı. Shinhwa’nın sevgili maknaesi Andy oppa ile çok iyi anlaşmıştım ve zaten onun sayesinde başlamıştı tüm bunlar. Bana kendi yetiştirdiği grup için de çalışıp çalışmayacağımı sorduğunda memnuniyetle bunu kabul etmiştim. Sonrasında ise kendimi Teen Top’ın fangirl’ü olarak bulmam uzun sürmemişti. 

Size kendimden biraz bahsetmeme izin verin. Ben biraz farklıyımdır. Hem görünüş olarak hem de kişilik olarak. Aslında görünüş kısmı hakkında pek konuşmak istemediğim bir kısım ama sanırım size anlatmamda bir sakınca yok. Küçük bir kız çocuğu iken ailem tarafından aşırı beslenmiş olmanın sonucunda yaşıtlarımdan anormal derecede fazla gelişmiş ve bir süre sonra da insanlar tarafından bazı lakaplar takılmasına alışma sürecim başlamıştı. Unutmak için her gün mücadele verdiğim lanet okul hayatımın çoğunu, hissettiklerimi hissetmemeye çalışarak geçirdim. Hoşlandığım çocuklar yanımdaki sıska kızlara hayran olurlardı hep. Sıska kızlara bayılan erkeklerden nefret ediyorum!

İnsanların bana aşağılayıcı lakaplar takması bir süre sonra sorun olmamaya başladı benim için. Çünkü sürekli maruz kalınca bünyem buna alışmıştı. Eksiklikleri olanlarla dalga geçenlere not; birçok kavramın göreceli olduğu şu hayatta insanlara lakap çöplüğünüzden bir şeyler uydurmanız fazlasıyla iğrenç. 

Elbette birçok şişman insan gibi ben de zayıflamaya çalıştım. Fakat diyetlerim fazla uzun sürmüyordu. Kısa sürede vazgeçiyordum. Ne kadar zayıflamak istersem isteyeyim bunu başarmaya birazcık olsun yaklaşamadım hiç. "Bir şeyi çok istersen olur" sözüne tepki olarak doğmuş gibiyim.

You Are PerfectKde žijí příběhy. Začni objevovat