|prologue|

203 10 7
                                    

💫

Kitabın en çok çizilen kısmına göz attı, ezberlemişti çoktan.
Virgüllerin bile nerde olduğunu biliyordu.
Hepsi, bir bir zihnine işlenmişti.
Öylesine benimsemişti ki, en çok son cümlesini seviyordu kendi kısmının.
Gözlerine baktı, o da ezberlemişti.
Hatta şuan gözlerinin güldüğünü görebiliyordu.
En sevdiği yeri belki milyonuncu kez mırıldanmaya başladı.

"Bana, dedi, bir isim ver, varlığım olsun. Durdu, aklından yeni bir şey geçti. Bana, dedi, sen isim ver, varlığım senin olsun. Bana öyle bir isim ver ki senin adının yanında dursun. Seni anan beni de ansın. Seni hatırlayan beni hatırlamadan olmasın. Bir "ile" koy aramıza bizi birbirimize bağlasın."

Hayranlıkla kendini izlediğini fark etti başını kaldırdığında. Yanakları kızardı, başını önüne eğdi.

"Sesin bulutlarda göklerde, alnın aylarda güneşlerdeydi."

Durdu ve başını kaldırdı tekrardan. Gülümserken ondan başka hiçbir şeyi düşünmemek öylesine güzeldi ki. Bir daha asla tadamayacak gibi gülümsedi. Yine
Ve yine..

"Kolay söylenir bir adın hatırası. Havva."

💫

《 Nazan Bekiroğlu ~ lâ / sayfa 68 - 69 》

***çoğu kısımda ilham olan kitap Nazan Bekiroğlu'nun Adem ile Havva'yı anlattığı "lâ" kitabıdır.***

BİR ASAF İLE AFRA (asAFra) ÖYKÜSÜNE HOŞGELDİNİZ. YERLERİNİZİ ALIN, ŞİMDİ ONLARIN DÜNYASINA UÇUYORUZ.

AF 💫Where stories live. Discover now