XVII

1K 110 122
                                    

Profilimde ki Harry kurgum olan Skin'i okursanız sevinirim.

****

M.Ö. Mısır Krallığı

Heyecanla titrek bir nefes aldım ve annemle babamın arkasından ilerlemeye başladım. Üzerimde ki beyaz kabarık elbisenin içinde kendimi çok güzel ve çok rahatsız hissediyordum. Ancak burada olmanın verdiği heyecan, elbisenin varlığını unutmama sebep oluyordu. Abartılı elbiseler ve takılar içinde kaybolmuş gibi hissetmeye başladığımda, ailem bana döndü ve yanlarına yetişmemi bekledi. Elbisemin eteklerinden tutup hızla yanlarına ulaştığımda annem konuştu.

''Çok güzel gözüküyorsun Anubis, sanırım burada sana bir soylu eş bulabiliriz.''

''Anne lütfen artık şunu kes.''

''Annen haklı bebeğim, maalesef evlenme yaşın çoktan geldi geçiyor bile.''

''Baba sende mi?''

Sızlandığım sırada babam bana bir göz kırptı ve gülümsedi. Oflayarak önüme döndüm ve sessizce ilerlemeye devam ettim. Görkemli sarayın kapısından içeri girdiğimizde etrafta bakışlarımı gezdiriyordum. Etrafta sayamayacağım kadar çok muhafız ve görevli vardı. Aynı zamanda sarayın içi oldukça görkemliydi. Altından yapılma eşyaları şaşkınlıkla incelerken annem sert bir ses tonuyla konuştu.

''Anubis önüne bak şimdi merdivenlerden yuvarlanacaksın.''

İrkilip önüme baktığımda annemin dediği gibi merdivenlerin başında olduğumu fark ettim. Bir elimle trabzana tutunup diğer elimle elbisemin eteğini kavradım ve yavaş adımlarla basamakları inmeye başladım. Her basamak inişimde aşağıda çalan keman sesi kulaklarıma doluyordu. Bu alet henüz yeni keşfedilmiş sayılırdı. Ülkemizde keman çalabilen insan sayısı o kadar azdı ki, çoğu zaten ülkemize kaçak yollardan giren ve sonrasında kendini kraliyet ailesine sevdiren insanlardı. Bu aletin çıkardığı eşsiz sese hayrandım. Memnun bir gülümseme eşliğinde basamakları bitirmeme az kalmışken tekrar onu gördüm. Aşinası olduğum yüzü sert bir ifadeyle karşısında ki adamı dinlerken başını salladı ve etrafına bakındı. Mavi irisleri yavaşça beni bulduğunda çatmış olduğu kaşlarını serbest bıraktı ve keskin bakışlarını tekrar tekrar üzerimde gezdirdi.

Onun bakışları altında o basamaklardan inmek ne kadar zorsa bir o kadar zor vaziyette sonunda merdivenlerden inmeyi başarmıştım. Boğazımı temizleyip annemle babamın peşinden gitmeye başladım. Babam kendisi gibi asker sınıfına mensup kişilerin olduğu masaya geldiğinde annemin yanında yerimi aldım. Beni ve annemi arkadaşlarıyla ve onların eşleriyle tanıştırırken içten bir tebessümle bana uzatılan elleri sıktım. Çok kısa bir süre sonra masada ki yerimizi aldığımız sırada Firavun Amon masamıza gelince herkes ona ufak bir selam verdi. Annem heyecanla beni dürttüğü sırada Amon masadakilerle selamlaşmaya başladı. Titrek bir nefes dudaklarım arasından çıkarken babamın ve annemin elini sıktığını gördüm. Çok kısa bir süre sonra karşıma geçtiğinde, titreyen elimi sıkması için uzattım. Uzattığım elimi kavradı ve dudaklarını elimin üzerine değdirdi. Nefes almayı unutmuş bir vaziyette şaşkınca ona bakarken elimi dudaklarından uzaklaştırdı ve bana nefes kesici bir gülümseme bahşetti. İstemsizce gülüşüne karşılık verdim ve aralanan dudaklarından çıkacak şeyleri dikkatle dinlemeye başladım.

''Eğer bir kavalyeniz yoksa sizinle dans etmek benim için bir şereftir.''

''Elbette Kralım.''

Amenta | zmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin